KÖK HARFLER: و ط أ
ANLAM:
وَطِئَ : Bir şeyi ayağı altına almak. Ata binmek.
AÇIKLAMA:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek Âyet |
وَطِئَ | fiil-I | 3 | Çiğnedi, bastı. Ayak bastı, girdi. Çiğneyip geçti, ezdi, ayaklar altına aldı. Meşakkatli oldu, dinç oldu. | 9/120 |
وَاطَأَ | fiil-III | 1 | Mutabık oldu, uyuştu. Muvafakat etti, ayak uydurdu. | 9/37 |
مَوْطِئٌ | isim | 1 | Ayak basma. Ayak basılan (girilen) yer. | 9/120 |
وَطْـءٌ | isim | 1 | Çiğnemek, basmak. Ayak basmak, girmek. Çiğneyip geçmek, ezmek, ayaklar altına almak. Meşakkatli olmak, dinç olmak. | 73/6 |
| Toplam | 6 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Vatâ’ | وَطَأ | Bir şeyi ayakla çiğneme. |
|
Mevtî’ | مَوْطِئ | Ayak basılan yer. | Çoğulu: Mevâtî |
Mevtûa | مَوْطؤَة | Cima edilmiş kadın. | ؟؟ |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
وَطِئَ : Fiil-I.
9:120 | وَلَا يَطَئُونَ مَوْطِئًا يَغِيظُ الْكُفَّارَ وَلَا يَنَالُونَ مِنْ عَدُوٍّ نَيْلًا إِلَّا كُتِبَ لَهُمْ بِهِ عَمَلٌ صَالِحٌ |
Diyanet Meali: | Kâfirleri öfkelendirmek üzere bir yere adım atmaları ve düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları gibi hiçbir olay yoktur ki karşılığında kendilerine iyi bir amel(in sevabı) yazılmış olmasın. |
33:27 | وَأَوْرَثَكُمْ أَرْضَهُمْ وَدِيَارَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ وَأَرْضًا لَمْ تَطَئُوهَا |
Diyanet Meali: | Allah, sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığınız topraklara varis kıldı. |
48:25 | وَلَوْلَا رِجَالٌ مُؤْمِنُونَ وَنِسَاءٌ مُؤْمِنَاتٌ لَمْ تَعْلَمُوهُمْ أَنْ تَطَئُوهُمْ |
Diyanet Meali: | Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları (bilmeyerek ezmeniz ve böylece size bir eziyet gelecek olmasaydı, Allah, Mekke’ye girmenize izin verirdi). |
وَاطَاَ : Fiil-III.
9:37 | يُحِلُّونَهُ عَامًا وَيُحَرِّمُونَهُ عَامًا لِيُوَاطِئُوا عِدَّةَ مَا حَرَّمَ اللَّهُ |
Diyanet Meali: | Allah’ın haram kıldığı ayların sayısına uygun getirip böylece (Allah’ın haram kıldığını helâl kılmak için) haram ayı bir yıl helâl, bir yıl haram sayıyorlar. |
مَوْطِئٌ : İsim.
9:120 | وَلَا يَطَئُونَ مَوْطِئًا يَغِيظُ الْكُفَّارَ وَلَا يَنَالُونَ مِنْ عَدُوٍّ نَيْلًا إِلَّا كُتِبَ لَهُمْ بِهِ عَمَلٌ صَالِحٌ |
Diyanet Meali: | Kâfirleri öfkelendirmek üzere bir yere adım atmaları ve düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları gibi hiçbir olay yoktur ki karşılığında kendilerine iyi bir amel(in sevabı) yazılmış olmasın. |
وَطْـءٌ : İsim.
73:6 | إِنَّ نَاشِئَةَ اللَّيْلِ هِيَ أَشَدُّ وَطْئًا وَأَقْوَمُ قِيلًا |
Diyanet Meali: | Şüphesiz gece ibadetinin etkisi daha fazla, (bu ibadetteki) sözler (Kur’an ve dua okuyuşlar) ise daha düzgün ve açıktır. * |