و ع ي

KÖK HARFLER:  و ع ي

ANLAM: 

وَعَى : Bir şeyi toplamak ve onu muhafaza etmek. Bir şeyi kavramak ve onu bir kaba, bir muhafazaya koymak. Bir şeyi aklında muhafaza etmek, aklında tutmak, bellemek.

AÇIKLAMA:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Âyet Açıklama
وَعَى fiil-I 1 Belledi 69/12
أَوْعَى fiil-IV 2 Kapattı, sakladı. Yığdı, depo etti, kasaya koydu. 70/18
وِعَاءٌ isim 3 Kap, heybe vb. eşya.  12/76
Çoğulu: أَوْعِيَةٌ
وَاعِيَةٌ isim 1 Belleyen (Müennes) 69/12 Müzekkeri: وَاعٍ

Toplam 7


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Via’ وِعَاء Kap, içinde bir şey konulabilen zarf. Çoğulu: Ev’iye
Viâiyyet وِعَائِيَّة Kap halinde olma.
Vâiye وَاعِيَة Feryad, yardım isteme.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

وَعَى : Fiil-I. 

69:12 لِنَجْعَلَهَا لَكُمْ تَذْكِرَةً وَتَعِيَهَا أُذُنٌ وَاعِيَةٌ
Diyanet Meali: Bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu bellesin diye. *

أَوْعَى : Fiil-IV. 

70:18 وَجَمَعَ فَأَوْعَىٰ
Diyanet Meali: Servet toplayıp yığanı.. *
84:23 وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِمَا يُوعُونَ
Diyanet Meali: Hâlbuki Allah, içlerinde ne sakladıklarını çok iyi bilir. *

وِعَاءٌ : İsim. Çoğulu: أَوْعِيَةٌ

12:76 فَبَدَأَ بِأَوْعِيَتِهِمْ قَبْلَ وِعَاءِ أَخِيهِ
Diyanet Meali: Bunun üzerine Yûsuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı.
12:76 فَبَدَأَ بِأَوْعِيَتِهِمْ قَبْلَ وِعَاءِ أَخِيهِ
Diyanet Meali: Bunun üzerine Yûsuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini aramaya başladı.
12:76 ثُمَّ اسْتَخْرَجَهَا مِنْ وِعَاءِ أَخِيهِ
Diyanet Meali: Sonra su kabını kardeşinin yükünden çıkardı. İ

وَاعِيَةٌ : İsim. İsm-i Fâil. Müennes. Müzekkeri: وَاعٍ

69:12 لِنَجْعَلَهَا لَكُمْ تَذْكِرَةً وَتَعِيَهَا أُذُنٌ وَاعِيَةٌ
Diyanet Meali: Bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu bellesin diye. *