KÖK HARFLER: ت م م
ANLAM:
تَمَّ :
(a) Tamam olmak, tahakkuk edip yerine getirilmek.
(b) Cüzleri (bölümleri) tamam olmak, bitivermek, tamamlanmak.
AÇIKLAMA:
Bir şeyin tamam olması, kendisinin dışında başka bir şeye ihtiyaç duymayacak dereceye varması, son sınırına gelmesidir. (Müfredât)
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek Âyet |
تَمَّ | fiil-I | 4 | Tamam oldu, tahakkuk edip yerine getirildi | 7/137 |
أَتَمَّ | fiil-IV | 16 | İkmal etti, tamamladı | 28/27 |
تَمَامٌ | isim | 1 | Tamamlanmış, tüm, bütün, noksansız | 6/154 |
مُتِمٌّ | isim | 1 | Tamamlayan | 61/8 |
| Toplam | 22 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Tâm | تَامّ | 1: Eksiksiz, kesintisiz 2: Bütün, tüm. 3: Zaman ve yer için anlamı kesinleştirir . 4: Uygun olarak, tıpkı, aynı. 5: Sırasında, anında. 6: Gerçek, ehliyetli, yetkin, kusursuz. |
|
Tüm | ——— | 1: Bir şeyin bütünü, tamamı, hepsi. 2: Yarım olmayan, bütün, eksiksiz. |
|
Tamâm | تَمَام | 1: Bütün, tüm. 2: Eksiksiz. 3: Yanlış ve yalan olmayan, doğru. 4: Evet. | Tamâmen, Tamâmiyyet |
Tâmme | تَامَّة | **Bütün, noksansız, eksiksiz, tam. |
|
Temme | تَمَّ | Tamam oldu, bitti. | Temmet (Müennes) |
Temîme | تَمِيمَة | 1: Nazarlık, nazar boncuğu. Muska. 2: Heykel. |
|
Tetmîm | تَتْمِيم | Tamamlama, bitirme. |
|
Etemm | أَتَمّ | Tam, en mükemmel, hiç noksansız. |
|
Mütimm | مُتِمّ | Tamamlayan, tamamlayıcı. |
|
İtmam | إِتْمَام | Bitirme, tamamlama. |
|
Mütemmim | مُتَمِّم | Tamamlayan, bütünleyen, bitiren. |
|
Mütemmem | مُتَمَّم | Tamamlanan, eksikleri kalmayan. Nihayete eren. |
|
İstitmâm (İstitâm) | اِسْتِتْمَام | Tamamlama, tamamlamağa çalışma. Tamamlamasını isteme. Bitirmek için uğraşma. |
|
Müstetîm | مُسْتَتِيم | Tamamlanmasını isteyen. |
|
Temme (Temmet): Eskiden yazılmış olan eserin bittiğini belli etmek amacıyla sonuna eklenen kelimedir. “Tamamlandı” anlamındadır.
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
تَمَّ : Fiil-I.
6:115 | وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ صِدْقًا وَعَدْلًا |
Diyanet Meali: | Rabbinin kelimesi (Kur’an) doğruluk ve adalet bakımından tamdır. |
7:137 | وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ الْحُسْنَىٰ عَلَىٰ بَنِي إِسْرَائِيلَ بِمَا صَبَرُوا |
Diyanet Meali: | Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel söz, onların sabretmeleri karşılığında gerçekleşti. |
7:142 | فَتَمَّ مِيقَاتُ رَبِّهِ أَرْبَعِينَ لَيْلَةً |
Diyanet Meali: | Böylece Rabbinin belirlediği vakit kırk geceye tamamlandı. |
11:119 | وَتَمَّتْ كَلِمَةُ رَبِّكَ لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ |
Diyanet Meali: | Rabbinin, “Andolsun ki cehennemi hem cinlerden, hem insanlardan (suçlularla) dolduracağım” sözü kesinleşti. |
أَتَمَّ : Fiil-IV. İf’âl Bâbı (IV. Bâb).
2:124 | وَإِذِ ابْتَلَىٰ إِبْرَاهِيمَ رَبُّهُ بِكَلِمَاتٍ فَأَتَمَّهُنَّ |
Diyanet Meali: | Bir zaman Rabbi İbrahim’i birtakım emirlerle sınamış, İbrahim onların hepsini yerine getirmişti… |
2:150 | وَلِأُتِمَّ نِعْمَتِي عَلَيْكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ |
Diyanet Meali: | Böylece size nimetlerimi tamamlayayım ve doğru yolu bulasınız. |
2:187 | ثُمَّ أَتِمُّوا الصِّيَامَ إِلَى اللَّيْلِ |
Diyanet Meali: | Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. |
2:196 | وَأَتِمُّوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ لِلَّهِ |
Diyanet Meali: | Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın. |
2:233 | وَالْوَالِدَاتُ يُرْضِعْنَ أَوْلَادَهُنَّ حَوْلَيْنِ كَامِلَيْنِ لِمَنْ أَرَادَ أَنْ يُتِمَّ الرَّضَاعَةَ |
Diyanet Meali: | -Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için- anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler. |
5:3 | الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي |
Diyanet Meali: | Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım. |
5:6 | وَلَٰكِنْ يُرِيدُ لِيُطَهِّرَكُمْ وَلِيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ |
Diyanet Meali: | Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz. |
7:142 | وَوَاعَدْنَا مُوسَىٰ ثَلَاثِينَ لَيْلَةً وَأَتْمَمْنَاهَا بِعَشْرٍ |
Diyanet Meali: | Mûsâ’ya otuz gece süre belirledik, buna on (gece) daha kattık. |
9:4 | فَأَتِمُّوا إِلَيْهِمْ عَهْدَهُمْ إِلَىٰ مُدَّتِهِمْ إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الْمُتَّقِينَ |
Diyanet Meali: | Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayın. Şüphesiz Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları sever. |
9:32 | وَيَأْبَى اللَّهُ إِلَّا أَنْ يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ |
Diyanet Meali: | Oysa kâfirler hoşlanmasalar da Allah, nurunu tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz. |
12:6 | وَيُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَعَلَىٰ آلِ يَعْقُوبَ كَمَا أَتَمَّهَا عَلَىٰ أَبَوَيْكَ مِنْ قَبْلُ |
Diyanet Meali: | Daha önce ataların İbrahim ve İshak’a nimetlerini tamamladığı gibi sana ve Yakub soyuna da tamamlayacaktır. |
12:6 | وَيُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَعَلَىٰ آلِ يَعْقُوبَ كَمَا أَتَمَّهَا عَلَىٰ أَبَوَيْكَ مِنْ قَبْلُ |
Diyanet Meali: | Daha önce ataların İbrahim ve İshak’a nimetlerini tamamladığı gibi sana ve Yakub soyuna da tamamlayacaktır. |
16:81 | كَذَٰلِكَ يُتِمُّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تُسْلِمُونَ |
Diyanet Meali: | Böylece Allah, müslüman olasınız diye üzerinizde olan nimetini tamamlıyor. |
28:27 | فَإِنْ أَتْمَمْتَ عَشْرًا فَمِنْ عِنْدِكَ |
Diyanet Meali: | Eğer sen bunu on yıla tamamlarsan, o da senden olur. |
48:2 | وَيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَيَهْدِيَكَ صِرَاطًا مُسْتَقِيمًا |
Diyanet Meali: | Sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin… |
66:8 | يَقُولُونَ رَبَّنَا أَتْمِمْ لَنَا نُورَنَا وَاغْفِرْ لَنَا إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ |
Diyanet Meali: | “Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter” derler. |
تَمَامٌ : İsim.
6:154 | ثُمَّ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ تَمَامًا عَلَى الَّذِي أَحْسَنَ وَتَفْصِيلًا لِكُلِّ شَيْءٍ |
Diyanet Meali: | Sonra iyilik yapanlara nimeti tamamlamak, her şeyi açıklamak için Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik. |
مُتِمٌّ : İsim. İsm-i Fâil. İf’âl Bâbı (IV. Bâb)
61:8 | يُرِيدُونَ لِيُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ |
Diyanet Meali: | Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. * |