KÖK HARFLER: س ر ب
ANLAM:
سَرَبَ : (Arazide) uzaklaşmak. Amaçsızca uzaklaşmak, geçip gitmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
سَارِبٌ | isim | 1 | Geçip giden, yol alan, mesafe kateden | 13/10 |
سَرَبٌ | isim | 1 | Yol | 18/61 |
سَرَابٌ | isim | 2 | Hakikatsiz ve asılsız şey, serap | 78/20 |
| Toplam | 4 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Serâb | سَرَاب | 1: Şaşkın hale gelme. 2: Çorak yerlerde, çölde sıcak ve ışığın te’siriyle ileride, yakında yahut ufukta su veya yeşillik var gibi görünme hadisesi. | Serâbistân |
Tesrîb | تَسْرِيب | (Asker) gönderme, yollama. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
سَارِبٌ : İsim. İsm-i Fâil.
13:10 | وَمَنْ هُوَ مُسْتَخْفٍ بِاللَّيْل وَسَارِبٌ بِالنَّهَارِ |
Diyanet Meali: | (O’na göre) geceleyin gizlenenle gündüz ortaya çıkan (eşittir.) |
سَرَبٌ : İsim.
18:61 | فَلَمَّا بَلَغَا مَجْمَعَ بَيْنِهِمَا نَسِيَا حُوتَهُمَا فَاتَّخَذَ سَبِيلَهُ فِي الْبَحْرِ سَرَبًا |
Diyanet Meali: | Onlar iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını unuttular. Balık denizde yolunu tutup kayıp gitti. * |
سَرَابٌ : İsim.
24:39 | أَعْمَالُهُمْ كَسَرَابٍ بِقِيعَةٍ يَحْسَبُهُ الظَّمْآنُ مَاءً |
Diyanet Meali: | Onların amelleri ıssız bir çöldeki serap gibidir. Susamış kimse onu su sanır. |
78:20 | وَسُيِّرَتِ الْجِبَالُ فَكَانَتْ سَرَابًا |
Diyanet Meali: | Dağlar yürütülür, serap hâline gelir. * |