KÖK HARFLER: ر ك ض
ANLAM:
رَكَضَ : Bacağı veya ayağıyla vurmak. (Kuş) uçarken kanatlarını hareket ettirmek. (Kanadı, bacağı) hareket ettirmek, zorlamak. Ayak veya bacakla vurarak bir atı koşmaya zorlamak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
رَكَضَ | fiil-I | 3 | Vurdu, koştu, kaçtı | 21/12 |
| Toplam | 3 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Rekz | رَكْض | Harıl harıl ayak ile tepmek. Tepinmek. |
İrtikâz | اِرْتِكَاض | Çocuğun ana karnında kımıldaması. Çalkanıp durma. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
رَكَضَ : Fiil-I.
21:12 | فَلَمَّا أَحَسُّوا بَأْسَنَا إِذَا هُمْ مِنْهَا يَرْكُضُونَ |
Diyanet Meali: | Onlar azabımızı hissedince, hemen oradan süratle kaçıyorlardı. * |
21:13 | لَا تَرْكُضُوا وَارْجِعُوا إِلَىٰ مَا أُتْرِفْتُمْ فِيهِ وَمَسَاكِنِكُمْ |
Diyanet Meali: | Onlara, “Kaçmayın, o içinde şımartıldığınız bolluğa ve yurtlarınıza dönün. |
38:42 | ارْكُضْ بِرِجْلِكَ هَٰذَا مُغْتَسَلٌ بَارِدٌ وَشَرَابٌ |
Diyanet Meali: | Biz de ona, “Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içecek soğuk bir su” dedik. * |