ر د ي

KÖK HARFLER: ر د ي

ANLAM: 

رَدِىَ : Helak olmak; bir kuyuya düşmek; derin bir çukura yuvarlanmak. 

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnekAçıklama
رَدِىَfiil-I1(Çukura vb.) düştü, yuvarlandı, yıkıldı; helak oldu20/16
أَرْدَىfiil-IV3Helak etti41/23
تَرَدَّىfiil-V1(Çukura) yıkıldı, yuvarlandı92/11
مُتَرَدِّيَةٌisim1Dağdan yuvarlanarak, kuyuya düşerek yahut da yüksek bir yerden düşerek ölen hayvan (Müennes)5/3Müzekkeri: مُتَرَدِّي

Toplam6


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

  • تَرَدَّى
  • رَدًى

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Redî رَدِئ Fena, kötü, bayağı.
Ridâ’ رِدَاء Örtü.
Ridâî رِدَائِى Musikide bir makam.
Redeyân رَدَيًا Fena olarak.
Tereddî تَرَدِّى Gerilemek, soysuzlaşmak, aşağı düşmek.
Mütereddî مُتَرَدِّي Soysuzlaşmış. Alçalmış.
Mütereddiye مُتَرَدِّيَة Dağdan veya yüksek bir yerden düşmüş hayvan.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

رَدِىَ : Fiil-I.

20:16 فَلَا يَصُدَّنَّكَ عَنْهَا مَنْ لَا يُؤْمِنُ بِهَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَتَرْدَىٰ
Diyanet Meali: “Buna inanmayan ve nefsinin arzusuna uyan kimseler, seni ondan (ona hazırlanmaktan) sakın alıkoymasın, sonra helâk olursun!”*

أَرْدَى : Fiil-IV.

6:137 وَكَذَٰلِكَ زَيَّنَ لِكَثِيرٍ مِنَ الْمُشْرِكِينَ قَتْلَ أَوْلَادِهِمْ شُرَكَاؤُهُمْ لِيُرْدُوهُمْ
Diyanet Meali: Yine bunun gibi, Allah’a ortak koşanların çoğuna, koştukları ortaklar, çocuklarını öldürmelerini güzel gösterdi ki; onları helâke sürüklesinler..
37:56 قَالَ تَاللَّهِ إِنْ كِدْتَ لَتُرْدِينِ
Diyanet Meali: Ona şöyle der: “Allah’a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin.”*
41:23 وَذَٰلِكُمْ ظَنُّكُمُ الَّذِي ظَنَنْتُمْ بِرَبِّكُمْ أَرْدَاكُمْ
Diyanet Meali: “İşte bu sizin, Rabbiniz hakkında beslediğiniz zannınızdır. O, sizi mahvetti..”

تَرَدَّى : Fiil-V.

92:11 وَمَا يُغْنِي عَنْهُ مَالُهُ إِذَا تَرَدَّىٰ
Diyanet Meali: Cehenneme yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez.*

مُتَرَدِّيَةٌ : İsim. İsm-i Fâil. Tefa’ul Bâbı (V. Bâb). Müennes. Müzekkeri: مُتَرَدِّي

5:3 وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّطِيحَةُ وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ
Diyanet Meali: Darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar..