KÖK HARFLER: ر ب ص
ANLAM:
رَبَصَ : Başına iyilik veya kötülük gelmesini beklemek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
تَرَبَّصَ | fiil-V | 13 | Durdu, bekledi, gözetledi. | 52/31 |
تَرَبُّصٌ | isim | 1 | Durmak, beklemek, gözetlemek. | 2/226 |
مُّتَرَبِّصٌ | isim | 3 | Durup bekleyen, gözetleyen. | 20/135 |
| Toplam | 17 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Terabbus | تَرَبُّص | Durup bekleme. |
Müterabbıs | مُّتَرَبِّص | Bekleyen. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
تَرَبَّصَ : Fiil-V.
2:228 | وَالْمُطَلَّقَاتُ يَتَرَبَّصْنَ بِأَنْفُسِهِنَّ ثَلَاثَةَ قُرُوءٍ |
Diyanet Meali: | Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç ay hâli (hayız veya temizlik müddeti) beklerler. |
2:234 | وَالَّذِينَ يُتَوَفَّوْنَ مِنْكُمْ وَيَذَرُونَ أَزْوَاجًا يَتَرَبَّصْنَ بِأَنْفُسِهِنَّ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا |
Diyanet Meali: | İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları eşleri, kendi kendilerine dört ay on gün (iddet) beklerler. |
4:141 | الَّذِينَ يَتَرَبَّصُونَ بِكُمْ فَإِنْ كَانَ لَكُمْ فَتْحٌ مِنَ اللَّهِ قَالُوا أَلَمْ نَكُنْ مَعَكُمْ |
Diyanet Meali: | Onlar sizi gözetleyip duran kimselerdir. Eğer Allah tarafından size bir fetih (zafer) nasip olursa, “Biz sizinle beraber değil miydik?” derler. |
9:24 | فَتَرَبَّصُوا حَتَّىٰ يَأْتِيَ اللَّهُ بِأَمْرِهِ |
Diyanet Meali: | Artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! |
9:52 | قُلْ هَلْ تَرَبَّصُونَ بِنَا إِلَّا إِحْدَى الْحُسْنَيَيْنِ |
Diyanet Meali: | De ki: “Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz..” |
9:52 | وَنَحْنُ نَتَرَبَّصُ بِكُمْ أَنْ يُصِيبَكُمُ اللَّهُ بِعَذَابٍ مِنْ عِنْدِهِ أَوْ بِأَيْدِينَا |
Diyanet Meali: | “Biz de, Allah’ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı bekliyoruz..” |
9:52 | فَتَرَبَّصُوا إِنَّا مَعَكُمْ مُتَرَبِّصُونَ |
Diyanet Meali: | “Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.” |
9:98 | وَمِنَ الْأَعْرَابِ مَنْ يَتَّخِذُ مَا يُنْفِقُ مَغْرَمًا وَيَتَرَبَّصُ بِكُمُ الدَّوَائِرَ |
Diyanet Meali: | Bedevîlerden öyleleri vardır ki, (Allah yolunda) harcayacakları şeyi bir zarar sayar ve (bundan kurtulmak için) size belâlar gelmesini beklerler. |
20:135 | قُلْ كُلٌّ مُتَرَبِّصٌ فَتَرَبَّصُوا |
Diyanet Meali: | Ey Muhammed, de ki: “Herkes beklemektedir, siz de bekleyin.” |
23:25 | إِنْ هُوَ إِلَّا رَجُلٌ بِهِ جِنَّةٌ فَتَرَبَّصُوا بِهِ حَتَّىٰ حِينٍ |
Diyanet Meali: | “Bu, ancak cinnet getirmiş bir adamdır. Öyle ise bir müddet onu gözetleyiniz.”* |
52:30 | أَمْ يَقُولُونَ شَاعِرٌ نَتَرَبَّصُ بِهِ رَيْبَ الْمَنُونِ |
Diyanet Meali: | Yoksa onlar, “O bir şairdir; onun, zamanın felaketlerine uğramasını bekliyoruz” mu diyorlar?* |
52:31 | قُلْ تَرَبَّصُوا فَإِنِّي مَعَكُمْ مِنَ الْمُتَرَبِّصِينَ |
Diyanet Meali: | Onlara de ki: “Bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.”* |
57:14 | وَلَٰكِنَّكُمْ فَتَنْتُمْ أَنْفُسَكُمْ وَتَرَبَّصْتُمْ وَارْتَبْتُمْ وَغَرَّتْكُمُ الْأَمَانِيُّ |
Diyanet Meali: | Fakat siz kendinizi yaktınız. Başımıza musibetler gelmesini gözlediniz, şüphe ettiniz. Kuruntular sizi aldattı. |
تَرَبُّصٌ : İsim.
2:226 | لِلَّذِينَ يُؤْلُونَ مِنْ نِسَائِهِمْ تَرَبُّصُ أَرْبَعَةِ أَشْهُرٍ |
Diyanet Meali: | Eşlerine yaklaşmamağa yemin edenler için dört ay bekleme süresi vardır. |
مُّتَرَبِّصٌ : İsim.
9:52 | فَتَرَبَّصُوا إِنَّا مَعَكُمْ مُتَرَبِّصُونَ |
Diyanet Meali: | “Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.” |
20:135 | قُلْ كُلٌّ مُتَرَبِّصٌ فَتَرَبَّصُوا |
Diyanet Meali: | Ey Muhammed, de ki: “Herkes beklemektedir, siz de bekleyin.” |
52:31 | قُلْ تَرَبَّصُوا فَإِنِّي مَعَكُمْ مِنَ الْمُتَرَبِّصِينَ |
Diyanet Meali: | Onlara de ki: “Bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.”* |