ن ش ز

KÖK HARFLER:  ن ش ز

ANLAM: 

نَشَزَ : Kalkmak ya da doğrulmak. (Kadın) kocasına karşı serkeş olmak, ona karşı gelmek, ondan nefret etme, onu terk etmek.

AÇIKLAMA:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
نَشَزَ fiil-I 2 Huysuzluk etti, geçimsizlik çıkardı.  Kalktı. 58/11
أَنْشَزَ fiil-IV 1 Besledi, birleştirdi, iskeletini kurdu. 2/259
نُشُوزٌ isim 2 Kötü davranış; geçimsizlik; hoşlanmama; nefret; terk etme. 4/128

Toplam 5

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Yok.

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Nüşûz نُشُوز Yüksek olmak, yücelmek. Kadının erkeğinden kaçıp nefret etmesi.
Nâşiz نَاشِز Daima kalkmış, kabarmış, atan damar. Karısına karşı çok zalim olan koca. Heyecanla coşma.
Nâşize نَاشِزَة İtaatsizlikte direnen kadın.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

نَشَزَ : Fiil-I. 

58:11 فَافْسَحُوا يَفْسَحِ اللَّهُ لَكُمْ وَإِذَا قِيلَ انْشُزُوا
Diyanet Meali: (Ey iman edenler! Size, “Meclislerde yer açın” denildiği zaman) açın ki, Allah da size genişlik versin. Size, “Kalkın”, denildiği zaman (da kalkın)…
58:11 فَانْشُزُوا يَرْفَعِ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَالَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍ
Diyanet Meali: (Size, “Kalkın”, denildiği zaman da) kalkın ki, Allah içinizden inananların ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltsin.

أَنْشَزَ : Fiil-IV. 

2:259 وَانْظُرْ إِلَى الْعِظَامِ كَيْفَ نُنْشِزُهَا ثُمَّ نَكْسُوهَا لَحْمًا
Diyanet Meali: “(Eşeğin) kemikler(in)e de bak, nasıl onları bir araya getiriyor, sonra onlara nasıl et giydiriyoruz?”

نُشُوزٌ : İsim. 

4:34 وَاللَّاتِي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ
Diyanet Meali: (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. 
4:128 وَإِنِ امْرَأَةٌ خَافَتْ مِنْ بَعْلِهَا نُشُوزًا أَوْ إِعْرَاضًا فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا أَنْ يُصْلِحَا بَيْنَهُمَا صُلْحًا
Diyanet Meali: Eğer bir kadın kocasının, kendisine kötü davranmasından, yahut yüz çevirmesinden endişe ederse, uzlaşarak aralarını düzeltmelerinde ikisine de bir günah yoktur.