ن ش ر

KÖK HARFLER:  ن ش ر

ANLAM: 

نَشَرَ : Bir elbise, kumaş parçası veya benzerini yaymak, açmak. (İnsanları, vb.) yaymak ya da saçmak.

AÇIKLAMA:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnekAçıklama
نَشَرَfiil-I3Yaydı, yayınladı, açtı18/16Meçhulü: نُشِرَ
أَنْشَرَfiil-IV3Diriltti, bitki çıkarttı21/21
اِنْتَشَرَfiil-VIII3Dağıldı, yayıldı62/10
نَشْرٌisim1Yaymak, neşretmek, yayınlamak, açmak77/3
نُشُورٌisim5Dirilmek, (uyanıp ayağa) kalkmak25/47
نَاشِرَةٌisim1Dirilen (müennes)77/3
مَنْشُورٌisim2Açılmış, yayılmış52/3
مُنَشَّرَةٌisim1İyice açılmış74/52
مُنْشَرٌisim1Diriltilecek olan44/35
مُنْتَشِرٌisim1Dağılan, yayılan54/7

Toplam21


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Benzer Manada Kelimeler

  • نَشَرَ

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Neşr نَشْر Neşretmek, yaymak. Çoğulu: Nüşûr
Nâşir نَاشِر Neşreden, yayan.
Neşriyyât نَشْرِيَّات Yayın.
Menşer مَنْشَر Neşredilip dağıtılan yer.
Menşûr مَنْشُور Yayılmış, dağıtılmış, neşredilmiş.
Tenşîr تَنْشِير Yayma.
Müteneşşir مُتَنَشِّر Yayılan, dağılan, intişar eden.
Tenâşür تَنَاشُر Dağılmak.
İntişâr إِنْتِشَار Yayılma.
Münteşir مُنْتَشِر Açılmış, yayılmış, dağılmış, neşredilmiş, basılmış.

Haşir neşir olmak: 1: Toplanma, bir araya gelme. 2: Kıyamet gününde ölülerin diriltilip mahşere çıkarılması

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

نَشَرَ : Fiil-I. Meçhulü: نُشِرَ

18:16 فَأْوُوا إِلَى الْكَهْفِ يَنْشُرْ لَكُمْ رَبُّكُمْ مِنْ رَحْمَتِهِ
Diyanet Meali: “O hâlde mağaraya çekilin ki, Rabbiniz size rahmetini yaysın.”
42:28 وَهُوَ الَّذِي يُنَزِّلُ الْغَيْثَ مِنْ بَعْدِ مَا قَنَطُوا وَيَنْشُرُ رَحْمَتَهُ
Diyanet Meali: O, insanlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır.
81:10 وَإِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ
Diyanet Meali: Amel defterleri açıldığı zaman, *

أَنْشَرَ :  Fiil-IV.  

21:21 أَمِ اتَّخَذُوا آلِهَةً مِنَ الْأَرْضِ هُمْ يُنْشِرُونَ
Diyanet Meali: Yoksa yerden, ölüleri diriltebilecek birtakım ilâhlar mı edindiler? *
43:11 وَالَّذِي نَزَّلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً بِقَدَرٍ فَأَنْشَرْنَا بِهِ بَلْدَةً مَيْتًا
Diyanet Meali: O, gökten bir ölçüye göre yağmur indirendir. Biz onunla ölü araziyi canlandırdık.
80:22 ثُمَّ إِذَا شَاءَ أَنْشَرَهُ
Diyanet Meali: Sonra, dilediği vakit onu diriltir. *

اِنْتَشَرَ :  Fiil-VIII. 

30:20 وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ إِذَا أَنْتُمْ بَشَرٌ تَنْتَشِرُونَ
Diyanet Meali: Sizi topraktan yaratması, O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Sonra bir de gördünüz ki siz beşer olmuş (çoğalıp) yayılıyorsunuz. *
33:53 وَلَٰكِنْ إِذَا دُعِيتُمْ فَادْخُلُوا فَإِذَا طَعِمْتُمْ فَانْتَشِرُوا
Diyanet Meali: Çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın.
62:10 فَإِذَا قُضِيَتِ الصَّلَاةُ فَانْتَشِرُوا فِي الْأَرْضِ
Diyanet Meali: Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın.

نَشْرٌ : İsim. 

77:3 وَالنَّاشِرَاتِ نَشْرًا
Diyanet Meali: Hakkıyla yayanlara…*

نُشُورٌ : İsim. 

25:3 وَلَا يَمْلِكُونَ مَوْتًا وَلَا حَيَاةً وَلَا نُشُورًا
Diyanet Meali: Öldürmeye, yaşatmaya ve ölüleri diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmez …
25:40 أَفَلَمْ يَكُونُوا يَرَوْنَهَا بَلْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ نُشُورًا
Diyanet Meali: Yoksa onu görmüyorlar mıydı (ki ibret almadılar)? Hayır! (Görüyorlardı fakat) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.
25:47 وَجَعَلَ النَّهَارَ نُشُورًا
Diyanet Meali: O, gündüzü de hareket ve çalışma vakti yapandır.
35:9 فَأَحْيَيْنَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا كَذَٰلِكَ النُّشُورُ
Diyanet Meali: Onunla ölümünden sonra yeryüzünü diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir.
67:15 فَامْشُوا فِي مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا مِنْ رِزْقِهِ وَإِلَيْهِ النُّشُورُ
Diyanet Meali: (O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir.) Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O’nadır.

نَاشِرَاتٌ : İsim. İsm-i Fâil. Kurallı Bayan Çoğul. Tekili: نَاشِرَةٌ

77:3 وَالنَّاشِرَاتِ نَشْرًا
Diyanet Meali: Hakkıyla yayanlara…

مَنْشُورٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl. 

17:13 وَنُخْرِجُ لَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ كِتَابًا يَلْقَاهُ مَنْشُورًا
Diyanet Meali: Kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız.
52:3 فِي رَقٍّ مَنْشُورٍ
Diyanet Meali: Yayılmış ince deri sayfalara (düzenle yazılmış kitaba)…

مُنَشَّرَةٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl. Tef’îl Bâbı (II. Bâb). Müennes.

74:52 بَلْ يُرِيدُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ أَنْ يُؤْتَىٰ صُحُفًا مُنَشَّرَةً
Diyanet Meali: Hatta onlardan her bir kişi, kendisine açılmış sahifeler verilmesini istiyor. *

مُنْشَرِينَ : İsim. İsm-i Mef’ûl. İf’âl Bâbı (IV. Bâb). Kurallı Erkek Çoğul. Nasb / Cerr Hali. Tekili: مُنْشَرٌ

44:35 إِنْ هِيَ إِلَّا مَوْتَتُنَا الْأُولَىٰ وَمَا نَحْنُ بِمُنْشَرِينَ
Diyanet Meali: “İlk ölümümüzden başka bir ölüm yoktur. Biz diriltilecek değiliz.” *

مُنْتَشِرٌ : İsim. İsm-i Fâil. İfti’âl Bâbı (VIII. Bâb). 

54:7 يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ كَأَنَّهُمْ جَرَادٌ مُنْتَشِرٌ
Diyanet Meali: Dağılmış çekirgeler gibi kabirlerden çıkarlar.