ن ح ت

KÖK HARFLER:  ن ح ت

ANLAM: 

نَحَتَ : Kesip biçmek; yontmak; oymak; keserek biçimlendirmek ya da şekillendirmek.

AÇIKLAMA:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
نَحَتَ fiil-I 4 Oydu, yonttu 37/95

Toplam 4

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Benzer Manada Kelimeler

  • نَحْتٌ
    • تَحَاتٌّ
    • تَآكُلٌ > bak: أ ك ل

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Naht نَحْت Ağacı yontmak suretiyle kabartma şekiller yapma san’atı. Naht sanatı
Nahhât نَحَّات Marangoz. Doğramacı. Ağaç oymacısı.
Menhût مَنْحُوت Yontulmuş. Tıraş edilmiş. Yontulmuş ağaç.
Müennesi: Menhûta
Minhât مِنْحَات Dülger rendesi. Taş veya tahta yontmada kullanılan alet. Çoğulu: Menâhit
Tenhît تَنْحِيت Yontma.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

نَحَتَ : Fiil-I. 

7:74 تَتَّخِذُونَ مِنْ سُهُولِهَا قُصُورًا وَتَنْحِتُونَ الْجِبَالَ بُيُوتًا
Diyanet Meali: “Yerin ovalarında köşkler kuruyor, dağları oyup evler yapıyorsunuz.”
15:82 وَكَانُوا يَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا آمِنِينَ
Diyanet Meali: Onlar güven içinde dağlardan evler yontuyorlardı. *
26:149 وَتَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا فَارِهِينَ
Diyanet Meali: “Bir de dağlardan ustalıkla evler yontuyorsunuz.” *
37:95 قَالَ أَتَعْبُدُونَ مَا تَنْحِتُونَ
Diyanet Meali: İbrahim, şöyle dedi: “Yonttuğunuz putlara mı tapıyorsunuz?” *