ن ب ت

KÖK HARFLER:  ن ب ت

ANLAM: 

نَبَتَ : (Ot) büyümek, topraktan çıkmak.

AÇIKLAMA:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
نَبَتَ fiil-I 1 Bitti, yetişti, topraktan çıktı 23/20
أَنْبَتَ fiil-IV 16 Bitirdi, yetiştirdi 27/60
نَبَاتٌ isim 9 Bitirme, büyütme; nebat, bitki 18/45

Toplam 26

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

  • نَبَتَ
    • نَمَا
    • ظَهَرَ > bak: ظ ه ر
    • نَجَمَ > bak: ن ج م
    • إِنْبَثَقَ
    • إِنْبَجَثَ
  • أَنْبَتََ

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Nebt نَبْت Bitme, yerden çıkma. 
Nebât نَبَات Bitki. Çoğulu: Nebâtât
Nebâtât نَبَاتَات Bitkiler.
Nebâtî نَبَاتِى Bitki ile ilgili, bitkisel.
İnbât إِنْبَات Nebatı bitirme. Tohumu yere dikip yeşillendirme. Nebatın bitmesini sağlama.
Münbit مُنْبِت Verimli.
Tenebbüt تَنَبُّت Büyümek. Yerden çıkıp biten nebat gibi yetişmek.
Mütenebbit مُتَنَبِّت Tenebbüt eden, yerden biten, yetişen.
Lobut ——— Kalın, kısa ve düzgün sopa.

Lobut kelimesi bu köktendir. Aslı “نبّوت: nabbût”tur. “Bitti, büyüdü” anlamındaki نَبَتَ filinden türetilmiş mübalağalı bir isimdir. “Kalın dal, tokmak, cop” manasındadır. (Nişanyan Sözlük) 

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

نَبَتَ : Fiil-I. 

23:20 وَشَجَرَةً تَخْرُجُ مِنْ طُورِ سَيْنَاءَ تَنْبُتُ بِالدُّهْنِ وَصِبْغٍ لِلْآكِلِينَ
Diyanet Meali: Yine o su ile Sîna dağında biten bir ağaç (zeytin ağacı) yarattık ki hem yağ, hem de yiyenlere katık verir. *

أَنْبَتَ :  Fiil-IV. 

2:61 فَادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُخْرِجْ لَنَا مِمَّا تُنْبِتُ الْأَرْضُ مِنْ بَقْلِهَا
Diyanet Meali: “O hâlde, bizim için Rabbine yalvar da, o bize yerden biten sebze… versin.”
2:261 كَمَثَلِ حَبَّةٍ أَنْبَتَتْ سَبْعَ سَنَابِلَ
Diyanet Meali: Yedi başak bitiren bir tohum gibidir.
3:37 فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَأَنْبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًا
Diyanet Meali: Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir şekilde yetiştirdi.
15:19 وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ شَيْءٍ مَوْزُونٍ
Diyanet Meali: (Yeri de yaydık), ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik.
16:11 يُنْبِتُ لَكُمْ بِهِ الزَّرْعَ وَالزَّيْتُونَ وَالنَّخِيلَ وَالْأَعْنَابَ
Diyanet Meali: Allah o su ile size; ekin, zeytin, hurma ağaçları, üzümler bitirir.
22:5 اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَأَنْبَتَتْ مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَهِيج
Diyanet Meali: (Biz, onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman) kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir.
26:7 أَوَلَمْ يَرَوْا إِلَى الْأَرْضِ كَمْ أَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ كَرِيمٍ
Diyanet Meali: Yeryüzüne bakmazlar mı, orada her türden nice güzel ve yararlı bitkiler bitirdik. *
27:60 وَأَنْزَلَ لَكُمْ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَنْبَتْنَا بِهِ حَدَائِقَ ذَاتَ بَهْجَةٍ
Diyanet Meali: (Yahut gökleri ve yeri yaratan ve) size gökten yağmur indirip, onunla … gönül alıcı güzel bahçeler meydana getiren mi?
27:60 فَأَنْبَتْنَا بِهِ حَدَائِقَ ذَاتَ بَهْجَةٍ مَا كَانَ لَكُمْ أَنْ تُنْبِتُوا شَجَرَهَا
Diyanet Meali: (Yahut gökleri ve yeri yaratan ve size gökten yağmur indirip), onunla, ağaçlarını sizin yetiştiremeyeceğiniz gönül alıcı güzel bahçeler meydana getiren mi?
31:10 وَأَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ كَرِيمٍ
Diyanet Meali: Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki bitirdik.
36:36 سُبْحَانَ الَّذِي خَلَقَ الْأَزْوَاجَ كُلَّهَا مِمَّا تُنْبِتُ الْأَرْضُ
Diyanet Meali: Yerin bitirdiği şeylerden … bütün çiftleri yaratanın şanı yücedir.
37:146 وَأَنْبَتْنَا عَلَيْهِ شَجَرَةً مِنْ يَقْطِينٍ
Diyanet Meali: Üzerine geniş yapraklı bir ağaç bitirdik. *
50:7 وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ
Diyanet Meali: (Yeryüzünü de yaydık ve) orada sabit dağlar yerleştirdik. Orada her türden iç açıcı çift bitkiler bitirdik.
50:9 وَنَزَّلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً مُبَارَكًا فَأَنْبَتْنَا بِهِ جَنَّاتٍ وَحَبَّ الْحَصِيدِ
Diyanet Meali: Gökten de bereketli bir su indirip onunla bahçeler ve biçilecek taneler (ekinler) bitirdik. *
71:17 وَاللَّهُ أَنْبَتَكُمْ مِنَ الْأَرْضِ نَبَاتًا
Diyanet Meali: Allah, sizi (babanız Âdem’i) yerden (bitki bitirir gibi) bitirdi (yarattı.) *
80:27 فَأَنْبَتْنَا فِيهَا حَبًّا
Diyanet Meali: Orada taneler ortaya çıkardık. *

نَبَاتٌ : İsim. 

3:37 فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَأَنْبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًا
Diyanet Meali: Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir şekilde yetiştirdi.
6:99 وَهُوَ الَّذِي أَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجْنَا بِهِ نَبَاتَ كُلِّ شَيْءٍ
Diyanet Meali: O, gökten su indirendir. İşte biz onunla her türlü bitkiyi çıkarırız.
7:58 وَالْبَلَدُ الطَّيِّبُ يَخْرُجُ نَبَاتُهُ بِإِذْنِ رَبِّهِ
Diyanet Meali: (Toprağı) iyi ve elverişli beldenin bitkisi, Rabbinin izniyle bol ve bereketli çıkar.
10:24 إِنَّمَا مَثَلُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا كَمَاءٍ أَنْزَلْنَاهُ مِنَ السَّمَاءِ فَاخْتَلَطَ بِهِ نَبَاتُ الْأَرْضِ
Diyanet Meali: Dünya hayatının hâli, ancak gökten indirdiğimiz bir yağmurun hâli gibidir ki, yeryüzü bitkileri onunla yetişip birbirine karışmıştır.
18:45 وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا كَمَاءٍ أَنْزَلْنَاهُ مِنَ السَّمَاءِ فَاخْتَلَطَ بِهِ نَبَاتُ الْأَرْضِ
Diyanet Meali: Onlara dünya hayatının örneğini ver: (Dünya hayatı), gökten indirdiğimiz yağmur gibidir ki, onun sebebiyle yeryüzünün bitkileri boy verip birbirine karışırlar.
20:53 وَأَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْ نَبَاتٍ شَتَّىٰ
Diyanet Meali: “(Rabbim) size gökten yağmur indirendir.” Böylece onunla sizin için yerden türlü türlü bitkileri çift çift çıkardık.
57:20 كَمَثَلِ غَيْثٍ أَعْجَبَ الْكُفَّارَ نَبَاتُهُ
Diyanet Meali: Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider.
71:17 وَاللَّهُ أَنْبَتَكُمْ مِنَ الْأَرْضِ نَبَاتًا
Diyanet Meali: Allah, sizi (babanız Âdem’i) yerden (bitki bitirir gibi) bitirdi (yarattı.) *
78:15 لِنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا
Diyanet Meali: Taneler, bitkiler çıkaralım diye…*