KÖK HARFLER: م ر د
ANLAM:
مَرَدَ / مَرُدَ : Gözü pek, cesur ve ölçüsüz, dengesiz veya aşırı olmak. Aşırı mağrur veya yozlaşmış olmak. İnatçı veya aşırı derecede asi olmak. Azgın olmak. Genel durumdan çıkacak kadar uç bir noktaya gitmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
مَرَدَ | fiil-I | 1 | Alışık oldu, mübtela ve tiryakisi oldu, adet edindi; azdı | 9/101 |
مَرِيدٌ | isim | 2 | Çok azgın, mütemerrid | 4/117 |
مَارِدٌ | isim | 1 | Azgın | 37/7 |
مُمَرَّدٌ | isim | 1 | Cilâlı, parlatılmış, mücellâ | 27/44 |
| Toplam | 5 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- مَرَدَ (a)
- مَرَدَ (b)
- مَارِدٌ (a)
- مَارِدٌ (b)
- مَارِدٌ (c)
- شَاهِقٌ > bak: ش ه ق
- مُنِيفٌ
- مَارِدٌ (d)
- عَاصٍ > bak: ع ص ي
- مُتَمَرِّدٌ > bu kök
- مَرِيدٌ
- أَمْرَدُ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Mered | مَرَد | İnadcı, baş belası. | Meret |
Mârid | مَارِد | İnadcı. | Çoğulu: Merede |
Merîd | مَرِيد | İnadcı. Şerli. Haddini aşmakta, azgınlıkta ve günahkarlıkta çok ileri gitmiş olan. |
|
Mürûdet | مُرُودَة | Asilik. |
|
Mümerred | مُمَرَّد | Yüksek, mürtefi. |
|
Temerrüd | تَمَرُّد | İnad etme. |
|
Mütemerrid | مُتَمَرِّد | İnadcı, ısrar eden, dik kafalılık eden. | Çoğulu: Mütemerridîn |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
مَرَدَ : Fiil-I.
9:101 | وَمِنْ أَهْلِ الْمَدِينَةِ مَرَدُوا عَلَى النِّفَاقِ لَا تَعْلَمُهُمْ |
Diyanet Meali: | Medine halkından da münafıklıkta direnenler var ki sen onları bilmezsin. |
مَرِيدٌ : İsim. Sıfat.
4:117 | وَإِنْ يَدْعُونَ إِلَّا شَيْطَانًا مَرِيدًا |
Diyanet Meali: | Hâlbuki (aslında) azgın bir şeytana tapmaktadırlar. |
22:3 | وَيَتَّبِعُ كُلَّ شَيْطَانٍ مَرِيدٍ |
Diyanet Meali: | her azgın şeytanın ardına düşer. |
مَارِدٌ : İsim. İsm-i Fâil.
37:7 | وَحِفْظًا مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ مَارِدٍ |
Diyanet Meali: | Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. * |
مُمَرَّدٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl. Tef’îl Bâbı (II. Bâb).
27:44 | قَالَ إِنَّهُ صَرْحٌ مُمَرَّدٌ مِنْ قَوَارِيرَ |
Diyanet Meali: | Süleyman, ona “Bu, (zemini) billurdan döşenmiş bir köşktür” dedi. |