KÖK HARFLER: ك و ي
ANLAM:
كَوَى : Dağlamak, derisini ateşle veya bir demir ile yakmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
كَوَى | fiil-I | 1 | Dağladı. | 9/35 | Meçhul muzari: يُكْوَى |
| Toplam | 1 |
|
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Keyy (Keyye) | كَيّ، كَيَّة | Yarayı dağlama. Adama veya davara yapılan nişan. |
Kâvî | كَاوِى | Dağlayan, yakan, yakıcı. |
İktivâ’ | اِكْتِوَاء | Dağlama. |
Nişanyan Sözlük “kav” kelimesinin kökeninin Eski Türkçe olduğunu söylemektedir fakat Arapçada kâv (كَاوٍ) kelimesi “yakıcı, yakar” anlamındadır. Kavâ (كَوَى) fiili ise “dağladı” anlamındadır. Kav kelimesi dilimize Arapçadan gelmiyor olsa bile, tarihte bir yerde ortak bir kelimeden türetilmiş olabilir. Bu durumda Arapça ve Türkçedeki bu kelimeler eş kökenlidir, diyebiliriz. Veya “kav” kelimesinin işari bir mana ile bu köke ait olduğunu söyleyebiliriz.
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
كَوَى : Fiil-I. Meçhul Muzari: يُكْوَى
9:35 | يَوْمَ يُحْمَىٰ عَلَيْهَا فِي نَارِ جَهَنَّمَ فَتُكْوَىٰ بِهَا جِبَاهُهُمْ |
Diyanet Meali: | O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları … bunlarla dağlanacak. |