خ ز ي

KÖK HARFLER:  خ ز ي

ANLAM: 

خَزِىَ : Aşağılık, aşağılanmış, rezil, alçak, hakir veya adi olmak; onu rezil edecek biçimde başı belaya veya derde girmek; başına bir fenalık gelmek ve bu yüzden rezil, hakir vb. olmak; rezillikten dolayı şaşkına dönmek; utanç yaşamak ve hissetmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
خَزِىَ fiil-I 1 Alçak,  kepaze, rezil rüsvâ oldu 20/134
أَخْزَى fiil-IV 12 Alçalttı,  rezil ve zelil kıldı, utandırdı 3/192
أَخْزَى isim 1 Çok alçaltıcı, perişan edici  41/16
خِزْىٌ isim 11 Alçaklık, kepazelik 2/85
مُخْزِي isim 1 Alçaltıcı 9/2

Toplam 26

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Hizy(e) خِزْي Horluk, hakirlik. Züll. Sırrı faş olmuş, rüsvay olmuş kimse. Hor ve zelil olmak.
Mahâzî مَخَازِي Rezalet ve kepazelik sebebi olan kötü huylar.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

خَزِىَ : Fiil-I.

20:134 لَوْلَا أَرْسَلْتَ إِلَيْنَا رَسُولًا فَنَتَّبِعَ آيَاتِكَ مِنْ قَبْلِ أَنْ نَذِلَّ وَنَخْزَىٰ
Diyanet Meali: “Keşke bize bir peygamber gönderseydin de alçalıp rezil olmadan önce âyetlerine uysaydık” derlerdi.

أَخْزَى : Fiil-IV.

3:192 رَبَّنَا إِنَّكَ مَنْ تُدْخِلِ النَّارَ فَقَدْ أَخْزَيْتَهُ
Diyanet Meali: “Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan, onu rezil etmişsindir.”
3:194 رَبَّنَا وَآتِنَا مَا وَعَدْتَنَا عَلَىٰ رُسُلِكَ وَلَا تُخْزِنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Diyanet Meali: “Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığı ile bize va’dettiklerini ver bize. Kıyamet günü bizi rezil etme.”
9:14 قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللَّهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنْصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ
Diyanet Meali: Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı size yardım etsin.
11:39 فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ مَنْ يَأْتِيهِ عَذَابٌ يُخْزِيهِ
Diyanet Meali: Artık, geldiği kimseyi rezil eden azabın kime geleceğini, ileride anlayacaksınız.
11:78 فَاتَّقُوا اللَّهَ وَلَا تُخْزُونِ فِي ضَيْفِي أَلَيْسَ مِنْكُمْ رَجُلٌ رَشِيدٌ
Diyanet Meali:  Allah’a karşı gelmekten sakının ve konuklarıma karşı beni rezil etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?”
11:93 سَوْفَ تَعْلَمُونَ مَنْ يَأْتِيهِ عَذَابٌ يُخْزِيهِ وَمَنْ هُوَ كَاذِبٌ
Diyanet Meali: Rezil edici azabın kime geleceğini ve kimin yalancı olduğunu yakında bileceksiniz. 
15:69 وَاتَّقُوا اللَّهَ وَلَا تُخْزُونِ
Diyanet Meali: “Allah’a karşı gelmekten sakının, beni utandırmayın” dedi.*
16:27 ثُمَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يُخْزِيهِمْ
Diyanet Meali: Sonra kıyamet günü, Allah onları rezil edecek.
26:87 وَلَا تُخْزِنِي يَوْمَ يُبْعَثُونَ
Diyanet Meali: “(Kulların) diriltilecekleri gün beni utandırma!”*
39:40 مَنْ يَأْتِيهِ عَذَابٌ يُخْزِيهِ وَيَحِلُّ عَلَيْهِ عَذَابٌ مُقِيمٌ
Diyanet Meali: Kişiyi rezil edici azabın kime geleceğini ve sürekli azabın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz!*
59:5 مَا قَطَعْتُمْ مِنْ لِينَةٍ أَوْ تَرَكْتُمُوهَا قَائِمَةً عَلَىٰ أُصُولِهَا فَبِإِذْنِ اللَّهِ وَلِيُخْزِيَ الْفَاسِقِينَ
Diyanet Meali: (Savaş gereği,) hurma ağaçlarından her neyi kestiniz, yahut (kesmeyip) kökleri üzerinde dikili bıraktınızsa hep Allah’ın izniyledir. Bu da fasıkları rezil etmesi içindir.*
66:8 يَوْمَ لَا يُخْزِي اللَّهُ النَّبِيَّ وَالَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ
Diyanet Meali: Allah’ın Peygamber’i ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde…

أَخْزَى : İsim.

41:16 وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَخْزَىٰ وَهُمْ لَا يُنْصَرُونَ
Diyanet Meali: Ahiret azâbı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez.

خِزْىٌ : İsim.

2:85 فَمَا جَزَاءُ مَنْ يَفْعَلُ ذَٰلِكَ مِنْكُمْ إِلَّا خِزْيٌ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا
Diyanet Meali: Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezil olmaktan başka bir şey değildir. 
2:114 لَهُمْ فِي الدُّنْيَا خِزْيٌ وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ
Diyanet Meali: Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır.
5:33 ذَٰلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ
Diyanet Meali: Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.
5:41 لَهُمْ فِي الدُّنْيَا خِزْيٌ وَلَهُمْ فِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ
Diyanet Meali: Onlara dünyada bir rüsvaylık, ahirette ise yine onlara büyük bir azap vardır.
9:63 فَأَنَّ لَهُ نَارَ جَهَنَّمَ خَالِدًا فِيهَا ذَٰلِكَ الْخِزْيُ الْعَظِيمُ
Diyanet Meali: (Allah’a ve Resûlüne karşı gelen kimseye,) içinde ebedî kalacağı cehennem ateşi(nin olduğunu bilmediler mi?) İşte bu, büyük bir rezilliktir.
10:98 كَشَفْنَا عَنْهُمْ عَذَابَ الْخِزْيِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَمَتَّعْنَاهُمْ إِلَىٰ حِينٍ
Diyanet Meali: (Yûnus’un kavmi iman edince,) dünya hayatında (sürüklenebilecekleri) rezillik azabını onlardan uzaklaştırmış ve onları belli bir zamana kadar yararlandırmıştık.
11:66 فَلَمَّا جَاءَ أَمْرُنَا نَجَّيْنَا صَالِحًا وَالَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مِنَّا وَمِنْ خِزْيِ يَوْمِئِذٍ
Diyanet Meali: (Helâk) emrimiz geldiğinde Salih’i ve beraberindeki iman etmiş olanları tarafımızdan bir rahmetle helâktan ve o günün rezilliğinden kurtardık. 
16:27 قَالَ الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ إِنَّ الْخِزْيَ الْيَوْمَ وَالسُّوءَ عَلَى الْكَافِرِينَ
Diyanet Meali: Kendilerine ilim verilenler ise şöyle derler: “Şüphesiz bugün rezillik, aşağılık ve kötülük kâfirlerin üzerinedir.”
22:9 لَهُ فِي الدُّنْيَا خِزْيٌ وَنُذِيقُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَذَابَ الْحَرِيقِ
Diyanet Meali: Ona dünyada bir rezillik vardır. Ona kıyamet gününde de yangın azabını tattıracağız.
39:26 فَأَذَاقَهُمُ اللَّهُ الْخِزْيَ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَكْبَرُ
Diyanet Meali: Böylece Allah dünya hayatında onlara zilleti tattırdı. Elbette ki ahiret azabı daha büyüktür.
41:16 لِنُذِيقَهُمْ عَذَابَ الْخِزْيِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا
Diyanet Meali: Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için…

مُخْزِى : İsim. İsm-i Fâil.

9:2 وَاعْلَمُوا أَنَّكُمْ غَيْرُ مُعْجِزِي اللَّهِ وَأَنَّ اللَّهَ مُخْزِي الْكَافِرِينَ
Diyanet Meali: Şunu bilin ki, siz Allah’ı âciz bırakacak değilsiniz; Allah ise, inkârcıları perişan edecektir.