KÖK HARFLER: خ ت م
ANLAM:
خَتَمَ : Birşeyi mühürlemek, damgalamak; mühür basmak ya da damga basmak ya da o şeyin üzerine mühür vurmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
خَتَمَ | fiil-I | 5 | Bitirdi, mühürledi, damga bastı | 45/23 |
مَخْتُومٌ | isim | 1 | Bitirilen, mühürlenen, damga basılan | 83/25 |
خِتَامٌ | isim | 1 | Nihayet, son, mühür | 83/26 |
خَاتَمٌ | isim | 1 | Mühür, yüzük | 33/40 |
| Toplam | 8 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Hatm (Hatim) | خَتْم | Hitâma erdirme, bitirme. Müürleme. Kur’an’ın tamamını okuma. |
|
Hâtim | خَاتِم | Sona erdiren, bitiren. Mühürleyen, mühürleyici. |
|
Hâtime | خَاتِمَة | 1: Son, sonuç. 2: Son deyiş. | Hüsn-ü Hâtime |
Hatem | خَتَم | Son. Bitirmek. |
|
Hâtem | خَاتَم | Mühür. Son. en son, sonuncu. | Hâtemü’l Enbiyâ |
Hatme | خَتْمَة |
Baştan aşağı (bütün Kur’an-ı Kerim’i) okuyup bitirmek.
| Çoğul: Hatemât |
Hâtemî | خَاتَمِي | 1: Mühürle ilgili olan. 2: Mühür yapan. |
|
Hitâm | خِتَام | Sona erme, son, bitim. Bitme, tükenme. Birşeye mühür basmak. |
|
Mahtûm | مَخْتُوم | Mühürlenmiş. Damgalanmış. |
|
Tahtîm | تَخْتِيم | Mühürleme. Mühür basma. |
|
Tahattüm | تَخَتُّم | Hatem, yüzük takınmak. |
|
İhtitâm | اِخْتِتَام | Hitâm bulma, bitme, sona erme. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
خَتَمَ : Fiil-I.
2:7 | خَتَمَ اللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ وَعَلَىٰ سَمْعِهِمْ وَعَلَىٰ أَبْصَارِهِمْ غِشَاوَةٌ |
Diyanet Meali: | Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. |
6:46 | قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَخَذَ اللَّهُ سَمْعَكُمْ وَأَبْصَارَكُمْ وَخَتَمَ عَلَىٰ قُلُوبِكُمْ مَنْ إِلَٰهٌ غَيْرُ اللَّهِ يَأْتِيكُمْ بِهِ |
Diyanet Meali: | De ki: “Ne dersiniz, eğer Allah sizin kulağınızı ve gözlerinizi alır, kalplerinizi de mühürlerse, Allah’tan başka onu size (geri) getirecek ilâh kimmiş?” |
36:65 | الْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَىٰ أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ |
Diyanet Meali: | O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur. |
42:24 | أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا فَإِنْ يَشَإِ اللَّهُ يَخْتِمْ عَلَىٰ قَلْبِكَ |
Diyanet Meali: | Yoksa “Yalan uydurup Allah’a iftira etti” mi diyorlar. Eğer Allah dilerse senin kalbini mühürler. |
45:23 | أَفَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَٰهَهُ هَوَاهُ وَأَضَلَّهُ اللَّهُ عَلَىٰ عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلَىٰ سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ |
Diyanet Meali: | Nefsinin arzusunu ilâh edinen, Allah’ın; (hâlini) bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği kimseyi gördün mü? |
مَخْتُومٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl.
83:25 | يُسْقَوْنَ مِنْ رَحِيقٍ مَخْتُومٍ |
Diyanet Meali: | Onlara, mühürlü (el değmemiş) saf bir içecekten içirilir. * |
خِتَامٌ : İsim.
83:26 | خِتَامُهُ مِسْكٌ وَفِي ذَٰلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَ |
Diyanet Meali: | Onun (içiminin) sonu bir misktir (ağızda misk gibi koku bırakır). İşte yarışanlar, bunun için yarışsınlar. * |
خَاتَمٌ : İsim.
33:40 | مَا كَانَ مُحَمَّدٌ أَبَا أَحَدٍ مِنْ رِجَالِكُمْ وَلَٰكِنْ رَسُولَ اللَّهِ وَخَاتَمَ النَّبِيِّينَ |
Diyanet Meali: | Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah’ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. |