KÖK HARFLER: خ ص ص
ANLAM:
خَصَّ : Bir şeyle bir şeyi diğerlerinden ayırt etmek; o şeyi yalnızca ona tahsis etmek, diğerlerinden ayrı olarak ona tahsis etmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
اِخَتَصَّ | fiil-VIII | 2 | Ait ve mahsus kıldı, (ب) tahsis etti | 3/74 |
خَاصَّةٌ | isim | 1 | Hususen, sadece, yalnız | 8/25 |
خَصَاصَةٌ | isim | 1 | Fakirlik, muhtaç olmak | 59/9 |
| Toplam | 4 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Hâss | خَاصّ | 1: Azlık, kıllet. 2: Hususi. Halis. Kıymetli ve ileri gelen mühim yakınların topluluğu. Mahsus, özel. | Çoğul: Havâss |
Hâssa | خَاصَّة | Özgülük, özellik, hâsiyet. | Bil-hâssa, Hâssaten |
Husûs(î) | خُصُوصِيّ | 1: Konu, madde. 2: Özellik, yön. Bir şeyin sairlerinden ayrıldığını ve temyizini bildiren cihet ve keyfiyet. |
|
Husûsiyet | خُصُوصِيَّة | 1: Özellik. 2: İleri derecede tanışıklık, ahbaplık, yakınlık. |
|
Hasâse | خَصَاصَة | Yoksulluk. |
|
Mahsûs | مَخْصُوص | 1: Yalnız birine veya bir şeye özgü. Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır. Özel. 2: Bilerek, isteyerek, kasten. 3: Şaka olarak, şakadan. |
|
Tahsîs | تَخْصِيص | Bir şeyi bir kimseye veya bir yere ayırmak. Belli bir gaye için kullanmak. |
|
Mütehassıs | مُتَخَصِّص | Uzman. Bir işin hakikatini, içyüzünü çok iyi bilen. Bir meslekte mahir olan. Has ve mahsus olan. |
|
İhtisâs | اِخْتِصَاص | 1: Uzmanlık, uzmanlaşma. 2: Kendine mahsus kılmak. |
|
Haseki | ——— | 1: Bir görevde eskimiş olanlara verilen san. 2: Bostancı ocağının küçük aşamalı subayları. 3: Sarayda padişahın gözüne ve gönlüne girmiş olan karavaş. 4: Hükümdarların hizmetine tahsis edilmiş şahıs ve zümrelere verilen ad. |
|
Haseki kelimesi Arapça hâss خاصّ “seçkin, seçilmiş” sözcüğü ile Farsça “bir tanesi” anlamına gelen -agī ekinin birleştirilmesi suretiyle türetilmiştir. (Nişanyan Sözlük)
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
إِخْتَصَّ : Fiil-VIII.
2:105 | وَاللَّهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ |
Diyanet Meali: | Oysa Allah, rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah, büyük lütuf sahibidir. |
3:74 | يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ |
Diyanet Meali: | O, rahmetini dilediğine has kılar. Allah, büyük lütuf sahibidir.* |
خَاصَّةٌ : İsim.
8:25 | وَاتَّقُوا فِتْنَةً لَا تُصِيبَنَّ الَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْكُمْ خَاصَّةً |
Diyanet Meali: | Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının. |
خَصَاصَةٌ : İsim.
59:9 | وَيُؤْثِرُونَ عَلَىٰ أَنْفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ |
Diyanet Meali: | Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. |