KÖK HARFLER: خ ص م
ANLAM:
خَصِمَ : Bir anlaşmazlık yaşamak, tartışmak ya da meşru bir anlaşmazlığa düşmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | |
اِخْتَصَمَ | fiil-VIII | 8 | Niza etti, çekişti (cemaat halinde) | 36/49 |
خَصِيمٌ | isim | 3 | Çekişen, mücadele eden, hasım, taraf tutan, kavgacı | 36/77 |
خَصْمٌ | isim | 3 | Hasım, çekişen | 38/22 |
خَصِمٌ | isim | 1 | Ziyade husumet sahibi, çok kavgacı, amansızca düşmanlık eden | 43/58 |
خِصَامٌ | isim | 2 | Düşmanlıki tartışma, münakaşa, kavga | 2/204 |
تَخَاصُمٌ | isim | 1 | Niza’ etmek, çekişmek (cemaat halinde) | 38/64 |
Toplam | 18 |
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- تَخَاصَمَ
- خُصُومَةٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Hasm | خَصْم | Muhalif. Karşı taraf. Düşman. |
Hasîm | خَصِيم | Hasım olan, husumet eden, düşmanlık eden. |
Husûmet | خُصُومَة | Hasım olma durumu. Düşmanlık. |
Muhâsım | مُخَاصِم | Birbirine düşman olanlardan her biri. Düşmanlık eden. |
Muhâsama | مُخَاصَمَة | Muhalefet. İki taraf arasındaki düşmanlık. Birbiri ile çekişmek. Birbirine husumet etmek. |
İhtisâm | اِخْتِصَام | Düşmanlık, husumet, muhâsame. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
اِخْتَصَمَ : Fiil-VIII.
3:44 | وَمَا كُنْتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يَخْتَصِمُونَ |
Diyanet Meali: | (Bu konuda) tartışırlarken de yanlarında değildin. |
22:19 | هَٰذَانِ خَصْمَانِ اخْتَصَمُوا فِي رَبِّهِمْ |
Diyanet Meali: | İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya girmişlerdir. |
26:96 | قَالُوا وَهُمْ فِيهَا يَخْتَصِمُونَ |
Diyanet Meali: | Orada onlar taptıklarıyla çekişerek şöyle derler…* |
27:45 | فَإِذَا هُمْ فَرِيقَانِ يَخْتَصِمُونَ |
Diyanet Meali: | Bir de ne görsün, onlar birbiriyle çekişen iki grup olmuşlar. |
36:49 | مَا يَنْظُرُونَ إِلَّا صَيْحَةً وَاحِدَةً تَأْخُذُهُمْ وَهُمْ يَخِصِّمُونَ |
Diyanet Meali: | Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.* |
38:69 | مَا كَانَ لِيَ مِنْ عِلْمٍ بِالْمَلَإِ الْأَعْلَىٰ إِذْ يَخْتَصِمُونَ |
Diyanet Meali: | “Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu.”* |
39:31 | ثُمَّ إِنَّكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عِنْدَ رَبِّكُمْ تَخْتَصِمُونَ |
Diyanet Meali: | Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz.* |
50:28 | قَالَ لَا تَخْتَصِمُوا لَدَيَّ وَقَدْ قَدَّمْتُ إِلَيْكُمْ بِالْوَعِيدِ |
Diyanet Meali: | Allah, şöyle der: “Benim huzurumda çekişmeyin. Çünkü ben bu (konudaki) uyarıyı size önceden yaptım.”* |
خَصِيمٌ : İsim.
4:105 | وَلَا تَكُنْ لِلْخَائِنِينَ خَصِيمًا |
Diyanet Meali: | Sakın hainlerin savunucusu olma. |
16:4 | خَلَقَ الْإِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٌ مُبِينٌ |
Diyanet Meali: | İnsanı nutfeden (bir damla sudan) yarattı. Böyle iken bakarsın ki o, Rabbine açık bir hasım kesilmiştir.* |
36:77 | أَوَلَمْ يَرَ الْإِنْسَانُ أَنَّا خَلَقْنَاهُ مِنْ نُطْفَةٍ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٌ مُبِينٌ |
Diyanet Meali: | İnsan, bizim, kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir.* |
خَصْمٌ : İsim.
22:19 | هَٰذَانِ خَصْمَانِ اخْتَصَمُوا فِي رَبِّهِمْ |
Diyanet Meali: | İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya girmişlerdir. |
38:21 | وَهَلْ أَتَاكَ نَبَأُ الْخَصْمِ إِذْ تَسَوَّرُوا الْمِحْرَابَ |
Diyanet Meali: | Sana davacıların haberi geldi mi? Hani onlar duvarı aşarak mabede girmişlerdi.* |
38:22 | خَصْمَانِ بَغَىٰ بَعْضُنَا عَلَىٰ بَعْضٍ فَاحْكُمْ بَيْنَنَا بِالْحَقِّ |
Diyanet Meali: | Biz, iki davacı grubuz. Birimiz diğerine haksızlık etmiştir. Aramızda adaletle hükmet. |
خَصِمُونَ : İsim. Kurallı Erkek Çoğul. Tekili: خَصِمٌ
43:58 | مَا ضَرَبُوهُ لَكَ إِلَّا جَدَلًا بَلْ هُمْ قَوْمٌ خَصِمُونَ |
Diyanet Meali: | Bunu sadece seninle tartışmak için ortaya attılar. Şüphesiz onlar kavgacı bir toplumdur. |
خِصَامٌ : İsim.
2:204 | وَيُشْهِدُ اللَّهَ عَلَىٰ مَا فِي قَلْبِهِ وَهُوَ أَلَدُّ الْخِصَامِ |
Diyanet Meali: | Bir de kalbindekine (Sözünün özüne uyduğuna) Allah’ı şahit tutar. Hâlbuki o, düşmanlıkta en amansız olandır. |
43:18 | أَوَمَنْ يُنَشَّأُ فِي الْحِلْيَةِ وَهُوَ فِي الْخِصَامِ غَيْرُ مُبِينٍ |
Diyanet Meali: | Süs içerisinde (narin bir biçimde) yetiştirilen ve tartışmada (delilini erkekler gibi) açıklayamayanı mı Allah’a isnad ediyorlar?* |
تَخَاصُمٌ : İsim. Masdar. Tefâul Bâbı (VI. Bâb).
38:64 | إِنَّ ذَٰلِكَ لَحَقٌّ تَخَاصُمُ أَهْلِ النَّارِ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz bu, cehennemliklerin birbirleriyle çekişmesi kesin bir gerçektir.* |