ح و ي

KÖK HARFLER:  ح و ي

ANLAM: 

حَوِىَ : Siyaha çalan kırmızı veya yeşile çalan siyah; yeşilin koyuluğundan siyaha çalan yeşil şekilde adlandırılan renkte olmak. 

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
أَحْوَى isim 1 Siyaha çalan yeşil veya yeşile çalan siyah 87/5
حَوَايَا isim 1 Bağırsak (çoğul) 6/146

Toplam 2

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Hâvi حَاوِي 1: İçinde bulunduran, kapsayan. 2: Issız, tenha yer. 3: Boş çöl.
Havye حَوْيَة Yaranın etrafındaki kabarık etler.
İhtivâ’ اِحْتِوَاء İçine alma, içinde bulundurma.
Muhtevâ مُحْتَوَى 1: Bir şeyin içindeki, içerik. 2: Anlam yükü. 3: Kapsam.
Muhtevî مُحْتَوِى İhtiva eden, içine alan, kapsayan, içinde bulunduran.
Muhteviyât مُحْتَوِيَّات 1: İçindekiler. 2: Birden ziyade konu veya belgenin bir arada bulunması.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

أَحْوَى : İsim. Sıfat.

87:5 فَجَعَلَهُ غُثَاءً أَحْوَىٰ
Diyanet Meali: Sonra da onları çürüyüp kararmış çör çöpe çevirendir. *

حَوَايَا : İsim. Çoğul.

6:146 إِلَّا مَا حَمَلَتْ ظُهُورُهُمَا أَوِ الْحَوَايَا أَوْ مَا اخْتَلَطَ بِعَظْمٍ
Diyanet Meali: Sırtlarında veya bağırsaklarında bulunanlar, ya da kemiklerine karışanlar dışındaki (içyağlarını onlara haram kıldık).