ح س س

KÖK HARFLER:  ح س س

ANLAM: 

حَسَّ : Birini öldürmek, onu imha etmek, onu hızlı bir biçimde katletmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
حَسَّ fiil-I 1 Öldürdü, kökünü kazıdı 3/152
أَحَسَّ fiil-IV 3 Hissetti, idrak etti, bildi 3/52
تَحَسَّسَ fiil-V 1 Araştırdı, haber edindi 12/87
حَسِيسٌ isim 1 Ses yahut sesli hareket 21/102

Toplam 6

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

  • أَحَسَّ

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Hâss حَاسّ Duyan. Hisseden
Hâsse (Hassa) حَاسَّة  Bir şeye mahsus kuvvet. Hal. Duygu. Çoğul: Havâss
Hasîse حَسِيسَة Kötü huy. Fena tabiat.
Hiss حِسّ Duymak. Farkına varmak. Duygu.
Hissiyât حِسِّيَات Duygular, sezişler.
Hassâs حَسَّاس 1: Duyum ve duyguları algılayan. 2: Çabuk duygulanan, duygun, duyarlı, içli, alıngan.  3: Yapımı ve bakımı özen isteyen, aksamadan çok doğru çalışan, kesin ölçüler gerektiren işlerde kullanılan (alet).
Hassâsiyet حَسَّاسِيَّة 1: Duygululuk. 2: Duyarlık. 3: Duyarlılık.
Mahsûs مَحْسُوس Duyulmuş. Hissedilmiş.
Mahsûsât مَحْسُوسَات Gözle görülen, hisle anlaşılan şeyler.
Ahsâs أَحْسَاس Hisler. Duygular.
Tahsîs تَحْسِيس Rağbet ettirmek. Meylettirmek, yöneltmek.
İhsâs إِحْسَاس Hissetmek. Hissettirmek.
Tahassüs تَحَسُّس Duygulanma, duygulanım.
Mütehassis مُتَحَسِّس Duygulanmış.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

حَسَّ : Fiil-I.

3:152 وَلَقَدْ صَدَقَكُمُ اللَّهُ وَعْدَهُ إِذْ تَحُسُّونَهُمْ بِإِذْنِهِ
Diyanet Meali: Andolsun, Allah, izniyle, onları (müşrikleri) kırıp geçirdiğiniz sırada size olan va’dini gerçekleştirdi. 

أَحَسَّ : Fiil-IV.

3:52 فَلَمَّا أَحَسَّ عِيسَىٰ مِنْهُمُ الْكُفْرَ قَالَ مَنْ أَنْصَارِي إِلَى اللَّهِ
Diyanet Meali: İsa, onların inkârlarını sezince, “Allah yolunda yardımcılarım kim?” dedi. 
19:98 هَلْ تُحِسُّ مِنْهُمْ مِنْ أَحَدٍ أَوْ تَسْمَعُ لَهُمْ رِكْزًا
Diyanet Meali: Onlardan hiçbirini hissediyor yahut onların bir fısıltısını olsun işitiyor musun?
21:12 فَلَمَّا أَحَسُّوا بَأْسَنَا إِذَا هُمْ مِنْهَا يَرْكُضُونَ
Diyanet Meali: Onlar azabımızı hissedince, hemen oradan süratle kaçıyorlardı. *

تَحَسَّسَ : Fiil-V.

12:87 يَا بَنِيَّ اذْهَبُوا فَتَحَسَّسُوا مِنْ يُوسُفَ وَأَخِيهِ
Diyanet Meali: “Ey oğullarım! Gidin Yûsuf’u ve kardeşini araştırın.”

حَسِيسٌ : İsim. 

21:102 لَا يَسْمَعُونَ حَسِيسَهَا وَهُمْ فِي مَا اشْتَهَتْ أَنْفُسُهُمْ خَالِدُونَ
Diyanet Meali: Onlar cehennemin hışıltısını bile duymazlar. Canlarının istediği nimetler içinde ebedî olarak kalırlar. *