KÖK HARFLER: ح س د
ANLAM:
حَسَدَ : Bir şey için birisine imrenmek ya da o şey için ona haset etmek (o şeyden mahrum kalmasını dileyerek).
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
حَسَدَ | fiil-I | 3 | Hased etti, kıskandı | 113/5 |
حَسَدٌ | isim | 1 | Hased | 2/109 |
حَاسِدٌ | isim | 1 | Hased eden | 113/5 |
| Toplam | 5 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- حَسَدَ
- نَفَسَ > bak: ن ف س
- غَبِطَ
AÇIKLAMA:
HASED ile GIPTA kelimeleri arasındaki fark
(Gıpta kelimesinin kökünden türeyen bir kelime Kur’ân’da geçmemektedir.)
Gıpta, bir kimsenin, gıpta ettiği kimseden nimetin uzaklaşmasını istemeksizin, onun durumunda olmayı temenni etmesidir. Hased ise, bir kimsenin, hased ettiği kimsenin durumunun, kendisinden aşağıda olmasını temenni etmesidir. (Farklar Sözlüğü 174)
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Hased | حَسَد | Başkasının iyi hallerini veya zenginliğini istemeyip, kendisinin o hallere veya zenginliğe kavuşmasını istemek. Çekememezlik. Kıskançlık. Kıskanmak. |
|
Hasûd | حَسُود | Çok hased eden. | Hasûdî, Hasûdâne |
Hâsid | حَاسِد | Hased eden, kıskanan. | Çoğul: Hussâd |
Mahsûd | مَحْسُود | Kendine hased edilen. Kıskanılan kimse. |
|
Hasâdet | حَسَادَة | Hasedcilik, kıskançlık. Çekememezlik. |
|
Muhâsede | مُحَاسَدَة | Birbirini çekememe, hased etme, kıskanma. |
|
Tehâsüd | تَحَاسُد | Hasetleşme. |
|
Mütehâsid | مُتَحَاسِد | Birbirini kıskanan, çekemiyen. Birbirine hased eden. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
حَسَدَ : Fiil-I.
4:54 | أَمْ يَحْسُدُونَ النَّاسَ عَلَىٰ مَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ |
Diyanet Meali: | Yoksa, insanları; Allah’ın lütfundan kendilerine verdiği şey dolayısıyla kıskanıyorlar mı? |
48:15 | فَسَيَقُولُونَ بَلْ تَحْسُدُونَنَا |
Diyanet Meali: | Onlar, “Bizi kıskanıyorsunuz” diyeceklerdir. |
113:5 | وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ |
Diyanet Meali: | Kaset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, (sabah aydınlığının Rabbine sığınırım). * |
حَسَدٌ : İsim.
2:109 | لَوْ يَرُدُّونَكُمْ مِنْ بَعْدِ إِيمَانِكُمْ كُفَّارًا حَسَدًا مِنْ عِنْدِ أَنْفُسِهِمْ |
Diyanet Meali: | İçlerindeki kıskançlıktan ötürü sizi, imanınızdan sonra küfre döndürmek (isterler). |
حَاسِدٌ : İsim. İsm-i Fâil.
113:5 | وَمِنْ شَرِّ حَاسِدٍ إِذَا حَسَدَ |
Diyanet Meali: | Haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, (sabah aydınlığının Rabbine sığınırım). * |