ح ص ي

KÖK HARFLER:  ح ص ي

ANLAM: 

حَصَا : Reddetmek, geri çevirmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
أَحْصَى fiil-IV 10 Saydı 18/49
أَحْصَى isim 1 Daha iyi hesaplayan, en iyi sayan 18/12

Toplam 11

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

İhsâ’ إِحْصَاء Sayma, sayılma.
Muhsî مُحْصِي Sayı sayan.
İhsâî إِحْصَائِي Sayım, sayma ile ilgili.
İhsâiyyât إِحْصَائِيَّات İstatistik.
İhsâiyyûn إِحْصَائِيُّون İstatistikçiler.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

أَحْصَى : Fiil-IV.

14:34 وَإِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللَّهِ لَا تُحْصُوهَا
Diyanet Meali: Eğer Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız.
16:18 وَإِنْ تَعُدُّوا نِعْمَةَ اللَّهِ لَا تُحْصُوهَا إِنَّ اللَّهَ لَغَفُورٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali: Hâlbuki Allah’ın nimetini saymaya kalksanız onu sayamazsınız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. *
18:49 لَا يُغَادِرُ صَغِيرَةً وَلَا كَبِيرَةً إِلَّا أَحْصَاهَا
Diyanet Meali: “Küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!” (derler).
19:94 لَقَدْ أَحْصَاهُمْ وَعَدَّهُمْ عَدًّا
Diyanet Meali: Andolsun, Allah onları ilmiyle kuşatmış ve tek tek saymıştır. *
36:12 وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ فِي إِمَامٍ مُبِينٍ
Diyanet Meali: Biz, her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) bir bir kaydetmişizdir.
58:6 أَحْصَاهُ اللَّهُ وَنَسُوهُ
Diyanet Meali: Allah onları sayıp zaptetmiş, onlarsa bunları unutmuşlardır. 
65:1 فَطَلِّقُوهُنَّ لِعِدَّتِهِنَّ وَأَحْصُوا الْعِدَّةَ
Diyanet Meali: Onları iddetlerini dikkate alarak (temizlik hâlinde) boşayın ve iddeti sayın.  
72:28 وَأَحَاطَ بِمَا لَدَيْهِمْ وَأَحْصَىٰ كُلَّ شَيْءٍ عَدَدًا
Diyanet Meali: Allah, onların her hâlini kuşatmış ve her şeyi inceden inceye sayıp dökmüştür.
73:20 عَلِمَ أَنْ لَنْ تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْآنِ
Diyanet Meali: Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. 
78:29 وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا
Diyanet Meali: Biz ise, her şeyi bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) tamamiyle sayıp tespit ettik. *

أَحْصَى : İsim. 

18:12 ثُمَّ بَعَثْنَاهُمْ لِنَعْلَمَ أَيُّ الْحِزْبَيْنِ أَحْصَىٰ لِمَا لَبِثُوا أَمَدًا
Diyanet Meali: Sonra onları uyandırdık ki, iki zümreden hangisinin bekledikleri süreyi daha iyi hesap ettiğini bilelim. *