KÖK HARFLER: ح ر ج
ANLAM:
حَرِجَ : (Bir şey) çok sıkı ya da dar olmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
حَرَجٌ | isim | 15 | Darlık, güçlük, zorluk, meşakkat, günah | 4/65 |
| Toplam | 15 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Harac | حَرَج | Vaktiyle müslüman olmayan vatandaşlardan alınan vergiye denirdi. Arazi hasılatından veya çalışanların emeğinden elde edilirdi. |
Hâric | حَارِج | Günahkar, günah işlemiş. Allah’ın emrini dinlememiş olan. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
حَرَجٌ : İsim.
4:65 | ثُمَّ لَا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجًا مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيمًا |
Diyanet Meali: | Sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe (iman etmiş olmazlar). |
5:6 | مَا يُرِيدُ اللَّهُ لِيَجْعَلَ عَلَيْكُمْ مِنْ حَرَجٍ وَلَٰكِنْ يُرِيدُ لِيُطَهِّرَكُمْ |
Diyanet Meali: | Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ister. |
7:2 | كِتَابٌ أُنْزِلَ إِلَيْكَ فَلَا يَكُنْ فِي صَدْرِكَ حَرَجٌ مِنْهُ |
Diyanet Meali: | Bu, sanaindirilmiş bir kitaptır. Artık ondan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın. |
9:91 | وَلَا عَلَى الَّذِينَ لَا يَجِدُونَ مَا يُنْفِقُونَ حَرَجٌ إِذَا نَصَحُوا لِلَّهِ وَرَسُولِهِ |
Diyanet Meali: | Allah’a ve Resûlüne karşı sadık ve samimi oldukları takdirde, güçsüzlere, hastalara ve (seferde) harcayacakları bir şey bulamayanlara (sefere katılmadıkları için) bir günah yoktur. |
22:78 | هُوَ اجْتَبَاكُمْ وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِي الدِّينِ مِنْ حَرَجٍ |
Diyanet Meali: | O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. |
24:61 | لَيْسَ عَلَى الْأَعْمَىٰ حَرَجٌ |
Diyanet Meali: | Köre güçlük yoktur.. |
24:61 | وَلَا عَلَى الْأَعْرَجِ حَرَجٌ |
Diyanet Meali: | … topala güçlük yoktur.. |
24:61 | وَلَا عَلَى الْمَرِيضِ حَرَجٌ وَلَا عَلَىٰ أَنْفُسِكُمْ أَنْ تَأْكُلُوا مِنْ بُيُوتِكُمْ |
Diyanet Meali: | …hastaya da güçlük yoktur. Kendi evlerinizdeyemek yemenizde de bir sakınca yoktur. |
33:37 | لِكَيْ لَا يَكُونَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ حَرَجٌ فِي أَزْوَاجِ أَدْعِيَائِهِمْ إِذَا قَضَوْا مِنْهُنَّ وَطَرًا |
Diyanet Meali: | Eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. |
33:38 | مَا كَانَ عَلَى النَّبِيِّ مِنْ حَرَجٍ فِيمَا فَرَضَ اللَّهُ لَهُ |
Diyanet Meali: | Allah’ın, kendisine farz kıldığı şeyleri yerine getirmesi konusunda peygambere bir darlık yoktur. |
33:50 | قَدْ عَلِمْنَا مَا فَرَضْنَا عَلَيْهِمْ فِي أَزْوَاجِهِمْ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ لِكَيْلَا يَكُونَ عَلَيْكَ حَرَجٌ |
Diyanet Meali: | Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. |
48:17 | لَيْسَ عَلَى الْأَعْمَىٰ حَرَجٌ |
Diyanet Meali: | Köre güçlük yoktur… |
48:17 | وَلَا عَلَى الْأَعْرَجِ حَرَجٌ |
Diyanet Meali: | … topala güçlük yoktur.. |
48:17 | وَلَا عَلَى الْمَرِيضِ حَرَجٌ وَمَنْ يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ |
Diyanet Meali: | … hastaya güçlük yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değillerdir.) Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu cennetlere koyar. |
6:125 | وَمَنْ يُرِدْ أَنْ يُضِلَّهُ يَجْعَلْ صَدْرَهُ ضَيِّقًا حَرَجًا كَأَنَّمَا يَصَّعَّدُ فِي السَّمَاءِ |
Diyanet Meali: | (Allah, her kimi doğruya erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm’a açar.) Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar. |