KÖK HARFLER: ح ن ن
ANLAM:
حَنَّ : Yoğun bir hüzün veya neşe hissetmek. Bir şeyin hasretini, özlemini çekmek. Bir şeye yakınlık duymak, meyli olmak, sempatisi olmak. Şefkat göstermek, merhamet etmek, acımak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
حَنَانٌ | isim | 1 | Rahmet, lütuf, bereket, rızık. | 19/13 |
| Toplam | 1 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Yok.
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Hanân | حَنَان | Merhamet, yürek yufkalığı, acıma. |
Hannân | حَنَّان | Rahmetlerin en latif cilvesini gösteren, Rahman ve Rahim olan ve çok merhametli olan Allah (c.c.). |
Tahannün | تَحَنُّن | Çok istekle sızlanma. Şefkat etme. |
Mütehannin | مُتَحَنِّن | Özleyen, göreceği gelen. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
حَنَانٌ : İsim.
19:13 | وَحَنَانًا مِنْ لَدُنَّا وَزَكَاةً وَكَانَ تَقِيًّا |
Diyanet Meali: | Biz, ona daha çocuk iken hikmet ve katımızdan kalp yumuşaklığı ve ruh temizliği vermiştik. O, Allah’tan sakınan bir kimse idi. * |