KÖK HARFLER: ح ب ر
ANLAM:
حَبَرَ : Sevindirmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
حَبَرَ | fiil-I | 2 | Bir şey birini mutlu etti; onun rahatlık ve bolluğa sahip olmasını sağladı; ona hürmetle, aşırı bir hürmetle davrandı. Sevindirdi. | 30/15 | Meçhul muzari: يُحْبَرُ |
أَحْبَارٌ | isim | 4 | İyi ve erdemli bir bilgin; Yahudi veya Hıristiyan bir bilgin; mükemmel bir dini lider veya önder; mutluluk ve rahatlık. (Çoğul) | 5/44 | Tekili: حِبْرٌ ve حَبْرٌ |
| Toplam | 6 |
|
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Habr | حَبْر | Alim ve salih kimse, bilgili. | Çoğul: Hubûr, Ahbâr |
Hibr | حِبْر | Yahudi alimi. Öğretmen, hoca. |
|
Hibere | حِبَرَة | *Yol yol çubuklu kumaşlardan yapılan elbise. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
حَبَرَ : Fiil-I. Meçhul muzari: يُحْبَرُ
30:15 | فَأَمَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَهُمْ فِي رَوْضَةٍ يُحْبَرُونَ |
Diyanet Meali: | İman edip salih ameller işleyenlere gelince, işte onlar cennet bahçelerinde sevindirilirler. * |
43:70 | اُدْخُلُوا الْجَنَّةَ أَنْتُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ تُحْبَرُونَ |
Diyanet Meali: | “Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde cennete giriniz.” * |
أَحْبَارٌ : İsim. Çoğul. Tekili: حِبْرٌ ve حَبْرٌ
5:44 | يَحْكُمُ بِهَا النَّبِيُّونَ الَّذِينَ أَسْلَمُوا لِلَّذِينَ هَادُوا وَالرَّبَّانِيُّونَ وَالْأَحْبَارُ |
Diyanet Meali: | (Allah’a) teslim olmuş nebiler, onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. |
5:63 | لَوْلَا يَنْهَاهُمُ الرَّبَّانِيُّونَ وَالْأَحْبَارُ عَنْ قَوْلِهِمُ الْإِثْمَ وَأَكْلِهِمُ السُّحْتَ |
Diyanet Meali: | Bunları, din adamları ve bilginler günah söz söylemekten ve haram yemekten sakındırsalardı ya! |
9:31 | اتَّخَذُوا أَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ أَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللَّهِ |
Diyanet Meali: | (Yahudiler) Allah’ı bırakıp, hahamlarını; (hıristiyanlar ise) rahiplerini rab edindiler. |
9:34 | إِنَّ كَثِيرًا مِنَ الْأَحْبَارِ وَالرُّهْبَانِ لَيَأْكُلُونَ أَمْوَالَ النَّاسِ بِالْبَاطِلِ |
Diyanet Meali: | Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar. |