KÖK HARFLER: أ س ر
ANLAM:
أَسَرَ : Birisini mecbur etmek, bağlamak; rehin ya da esir almak. Bir kimseyi O (Allah c.c.) yaratmak, şekil vermek veya onu en iyi şekilde meydana getirmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
أَسَرَ | fiil-I | 1 | Esir aldı | 33/26 |
|
أَسْرٌ | isim | 1 | Bir bağ ile bağlama | 76/28 |
|
أَسيِرٌ | isim | 4 | Esir | 76/8 | Çoğulu: أُسَارَىٰ / أَسْرَىٰ |
| Toplam | 6 |
|
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Esr | أَسْر | Tutsak edip kayışla bağlamak. Esir etmek. Hep. Bütün. |
|
Esîr | أَسِير | Tutsak. Köle. Tutulmuş. | Çoğul: Üserâ, Esârâ |
Esâret | أَسَارَة | Kölelik, tutsaklık, esirlik. Hâkimiyet altında bulunma. |
|
Me’sûr | مَأْسُور | Esir edilmiş. |
|
İsâr | إِسَار | Esirlik. |
|
Teessür | تَأَسُّر | İşten alıkoyma. Oyalandırma. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
اَسَرَ : Fiil-I.
33:26 | وَقَذَفَ فِي قُلُوبِهِمُ الرُّعْبَ فَرِيقًا تَقْتُلُونَ وَتَأْسِرُونَ فَرٖيقًا |
Diyanet Meali: | Kalplerine büyük bir korku saldı. Siz onların bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir ediyordunuz. |
أَسْرٌ : İsim.
76:28 | نَحْنُ خَلَقْنَاهُمْ وَشَدَدْنَا أَسْرَهُمْ |
Diyanet Meali: | Onları biz yarattık ve eklemlerini (birbirine) biz bağladık. |
أَسيِرٌ : İsim. Çoğulu: أُسَارَىٰ / أَسْرَىٰ
2:85 | وَإِنْ يَأْتُوكُمْ أُسَارَىٰ تُفَادُوهُمْ وَهُوَ مُحَرَّمٌ عَلَيْكُمْ |
Diyanet Meali: | Size esir olarak geldiklerinde ise, fidye verip kendilerini kurtaran kimselersiniz. |
8:67 | مَا كَانَ لِنَبِيٍّ أَنْ يَكُونَ لَهُ أَسْرَىٰ حَتَّىٰ يُثْخِنَ فِي الْأَرْضِ |
Diyanet Meali: | Yeryüzünde düşmanı tamamıyla sindirip hâkim duruma gelmedikçe, hiçbir peygambere esir almak yakışmaz. |
8:70 | يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ قُلْ لِمَنْ فِي أَيْدِيكُمْ مِنَ الْأَسْرَىٰ |
Diyanet Meali: | Ey Peygamber! Elinizdeki esirlere söyle.. |
76:8 | وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلَىٰ حُبِّهِ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا وَأَسِيرًا |
Diyanet Meali: | Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler. * |