ب و ر

KÖK HARFLER:  ب و ر

ANLAM: 

بَارَ : Helak olmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Âyet Açıklama
بَارَ fiil-I 2 Helak oldu, kesat gitti, boşa gitti 35/10
بَوَارٌ isim 1 Helak yurdu 14/28
بُورٌ isim 2 Helak olucular, helakin ta kendileri (çoğul) 25/18 Tekil: بَائِرٌ

Toplam: 5


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

  • بَارَ
  • بُورٌ
    • جُرُزٌ > bak: ج ر ز
    • صَلْدٌ > bak: ص ل د
    • بَلْقَعٌ
    • قَفْرٌ
    • أَجْدَبٌ

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Bûr / Bevr (Bor, Por) بُور / بَوْر Harab yer. Dünya ve ahirette hayrı olmayan kimse. Ekine elverişli olmayan tarla.
Bevâr بَوَار Mahvolma, çürüme, yok olma.
Bâr بَار Değersiz, kötü, adi, sefil, pis, berbat.
Bâyir (Bayır) بَايِر Sürülmemiş, açılmamış, sert, ham toprak. Şaşkın, şaşırmış. Perişan durumlu.
İstibvâr اِسْتِبْوَار Hırslanma, hiddetlenme, kızma, öfkelenme.

Bayır kelimesi, bu kökten gelen bâir (بائر) yani “işlenmeyen toprak, yaban yer” sözcüğünden alıntıdır. Bâre fiili “(toprak) boş durdu, nadasa bırakıldı, işe yaramadı” anlamına gelir. Özgün anlamı “yaban yer” iken, Türkçede “dik yer, yamaç” anlamını kazanmıştır. (Nişanyan Sözlük) 

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

بَارَ : Fiil-I. 

35:10 وَالَّذِينَ يَمْكُرُونَ السَّيِّئَاتِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَكْرُ أُولَٰئِكَ هُوَ يَبُورُ
Diyanet Meali: Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar.
35:29 وَأَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً يَرْجُونَ تِجَارَةً لَنْ تَبُورَ
Diyanet Meali: …kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler.

بَوَارٌ : İsim. 

14:28 أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ بَدَّلُوا نِعْمَتَ اللَّهِ كُفْرًا وَأَحَلُّوا قَوْمَهُمْ دَارَ الْبَوَارِ
Diyanet Meali: Allah’ın nimetini küfre değişenleri ve kavimlerini helâk yurduna sürükleyenleri görmedin mi?* 

بُورٌ : İsim. Sıfat. Çoğul. Tekili: بَائِرٌ

25:18 وَلَٰكِنْ مَتَّعْتَهُمْ وَآبَاءَهُمْ حَتَّىٰ نَسُوا الذِّكْرَ وَكَانُوا قَوْمًا بُورًا
Diyanet Meali: “Fakat sen onlara ve atalarına o kadar bol nimet verdin ki, sonunda seni anmayı unuttular ve helâke giden bir toplum oldular.” 
48:12 وَزُيِّنَ ذَٰلِكَ فِي قُلُوبِكُمْ وَظَنَنْتُمْ ظَنَّ السَّوْءِ وَكُنْتُمْ قَوْمًا بُورًا
Diyanet Meali: Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak eden bir kavim oldunuz.