KÖK HARFLER: ب و ب
ANLAM:
بَابَ : Birisi için bir kapı muhafızı veya bekçi olmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek Âyet | Açıklama |
بَابٌ | isim | 27 | Kapı | 2/58 | Çoğul: أَبْوَابٌ |
| Toplam: | 27 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Benzer Manada Kelimeler
- بَوَّبَ
- نَظَّمَ
- رَتَّبَ
- نَسَّقَ
- صَنَّفَ
- نَظَّمَ
- أَنْبُوبٌ
- قَصَبَةٌ
Zıt Manada Kelimeler
- بَوَّبَ
- بَعْثَرَ > bak: ب ع ث ر
- شَوَّشَ
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Bâb | بَاب | Kapı. Kısım. Mevzu. Fasıl. Bölüm. Parça. | Çoğul: Ebvâb |
Bâbeyn | بَابَيْن | İki kapı, dünya ve ahiret. |
|
Bevvâb | بَوَّاب | Kapıcı. | Çoğul: Bevvâbîn |
Bevvâbet | بَوَّابَة | Kapıcılık. |
|
Tebvîb | تَبْوِيب | Kısım kısım ayırma. Bablara ayırma. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
بَابٌ : İsim. Çoğulu: أَبْوَابٌ
2:58 | وَادْخُلُوا الْبَابَ سُجَّدًا وَقُولُوا حِطَّةٌ نَغْفِرْ لَكُمْ خَطَايَاكُمْ |
Diyanet Meali: | Kapısından eğilerek tevazu ile girin ve “hıtta!” (Ya Rabbi, bizi affet) deyin ki, biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. |
2:189 | وَأْتُوا الْبُيُوتَ مِنْ أَبْوَابِهَا وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ |
Diyanet Meali: | Evlere kapılarından girin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz. |
4:154 | وَقُلْنَا لَهُمُ ادْخُلُوا الْبَابَ سُجَّدًا وَقُلْنَا لَهُمْ لَا تَعْدُوا فِي السَّبْتِ |
Diyanet Meali: | Onlara, “Tevazu ile kapıdan girin” dedik. Yine onlara, “Cumartesi (yasakları) konusunda haddi aşmayın” dedik. |
5:23 | ادْخُلُوا عَلَيْهِمُ الْبَابَ فَإِذَا دَخَلْتُمُوهُ فَإِنَّكُمْ غَالِبُونَ |
Diyanet Meali: | “Onların üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz.” |
6:44 | فَلَمَّا نَسُوا مَا ذُكِّرُوا بِهِ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ أَبْوَابَ كُلِّ شَيْءٍ |
Diyanet Meali: | Derken onlar kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, (önce) üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. |
7:40 | إِنَّ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَا لَا تُفَتَّحُ لَهُمْ أَبْوَابُ السَّمَاءِ |
Diyanet Meali: | Âyetlerimizi yalanlayanlar ve o âyetlere uymayı kibirlerine yediremeyenler var ya, onlara göklerin kapıları açılmaz. |
7:161
| وَادْخُلُوا الْبَابَ سُجَّدًا نَغْفِرْ لَكُمْ خَطِيئَاتِكُمْ |
Diyanet Meali: | Kentin kapısından eğilerek tevazu ile girin ki biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. |
12:23 | وَغَلَّقَتِ الْأَبْوَابَ وَقَالَتْ هَيْتَ لَكَ |
Diyanet Meali: | Kapıları kilitleyerek, “Haydi gelsene!” dedi. |
12:25 | وَاسْتَبَقَا الْبَابَ وَقَدَّتْ قَمِيصَهُ مِنْ دُبُرٍ |
Diyanet Meali: | İkisi de kapıya koştular. Kadın, Yûsuf’un gömleğini yırttı. |
12:25 | وَأَلْفَيَا سَيِّدَهَا لَدَى الْبَابِ |
Diyanet Meali: | Kapının yanında hanımın efendisine rastladılar. |
12:67 | وَقَالَ يَا بَنِيَّ لَا تَدْخُلُوا مِنْ بَابٍ وَاحِدٍ |
Diyanet Meali: | Sonra da, “Ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin..” dedi. |
12:67 | وَقَالَ يَا بَنِيَّ لَا تَدْخُلُوا مِنْ بَابٍ وَاحِدٍ وَادْخُلُوا مِنْ أَبْوَابٍ مُتَفَرِّقَةٍ |
Diyanet Meali: | Sonra da, “Ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. |
13:23 | وَالْمَلَائِكَةُ يَدْخُلُونَ عَلَيْهِمْ مِنْ كُلِّ بَابٍ |
Diyanet Meali: | Melekler de her bir kapıdan yanlarına girerler. |
15:14 | وَلَوْ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَابًا مِنَ السَّمَاءِ فَظَلُّوا فِيهِ يَعْرُجُونَ |
Diyanet Meali: | Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıkmaya koyulsalar…* |
15:44 | لَهَا سَبْعَةُ أَبْوَابٍ لِكُلِّ بَابٍ مِنْهُمْ جُزْءٌ مَقْسُومٌ |
Diyanet Meali: | Onun yedi kapısı vardır ve her kapıya onlardan bir grup ayrılmıştır.* |
15:44 | لَهَا سَبْعَةُ أَبْوَابٍ لِكُلِّ بَابٍ مِنْهُمْ جُزْءٌ مَقْسُومٌ |
Diyanet Meali: | Onun yedi kapısı vardır ve her kapıya onlardan bir grup ayrılmıştır.* |
16:29 | فَادْخُلُوا أَبْوَابَ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا |
Diyanet Meali: | “Haydi, içinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin.” |
23:77 | حَتَّىٰ إِذَا فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَابًا ذَا عَذَابٍ شَدِيدٍ إِذَا هُمْ فِيهِ مُبْلِسُونَ |
Diyanet Meali: | Sonunda onlara şiddetli bir azap kapısı açtığımızda bir de bakarsın onun içinde ümitsizliğe düşüvereceklerdir.* |
38:50 | جَنَّاتِ عَدْنٍ مُفَتَّحَةً لَهُمُ الْأَبْوَابُ |
Diyanet Meali: | Kapıları kendilerine açılmış olarak Adn cennetleri vardır.* |
39:71 | وَسِيقَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِلَىٰ جَهَنَّمَ زُمَرًا حَتَّىٰ إِذَا جَاءُوهَا فُتِحَتْ أَبْوَابُهَا |
Diyanet Meali: | İnkâr edenler grup grup cehenneme sevk edilirler. Cehenneme vardıklarında oranın kapıları açılır.. |
39:72 | قِيلَ ادْخُلُوا أَبْوَابَ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا |
Diyanet Meali: | Onlara şöyle denir: “İçinde ebedî kalmak üzere cehennemin kapılarından girin.” |
39:73 | إِذَا جَاءُوهَا وَفُتِحَتْ أَبْوَابُهَا وَقَالَ لَهُمْ خَزَنَتُهَا سَلَامٌ عَلَيْكُمْ طِبْتُمْ |
Diyanet Meali: | Cennete vardıklarında oranın kapıları açılır ve cennet bekçileri onlara şöyle der: “Size selâm olsun! Tertemiz oldunuz…” |
40:76 | ادْخُلُوا أَبْوَابَ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا فَبِئْسَ مَثْوَى الْمُتَكَبِّرِينَ |
Diyanet Meali: | Onlara, “Ebedî kalmak üzere cehennem kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!” (denir). |
43:34 | وَلِبُيُوتِهِمْ أَبْوَابًا وَسُرُرًا عَلَيْهَا يَتَّكِئُونَ |
Diyanet Meali: | Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar… |
54:11 | فَفَتَحْنَا أَبْوَابَ السَّمَاءِ بِمَاءٍ مُنْهَمِرٍ |
Diyanet Meali: | Biz de göğün kapılarını dökülürcesine yağan bir yağmurla açtık.* |
57:13 | فَضُرِبَ بَيْنَهُمْ بِسُورٍ لَهُ بَابٌ بَاطِنُهُ فِيهِ الرَّحْمَةُ |
Diyanet Meali: | Derken aralarına kapısı olan bir sur çekilir. Bunun iç tarafında rahmet vardır.. |
78:19 | وَفُتِحَتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ أَبْوَابًا |
Diyanet Meali: | Gök açılır ve kapı kapı olur.* |