KÖK HARFLER: ب ر ق
ANLAM:
بَرَقَ : (Kılıç) parlamak, ışıldamak. (Bulut) şimşekle birlikte ışıldamak, parlamak. بَرِقَ: Şimşeğin ışığını görünce korkup donakalmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek Âyet |
بَرِقَ | fiil-I | 1 | Dehşete kapılıp göremedi, (gözü) kamaştı | 75/7 |
بَرْقٌ | isim | 5 | Şimşek, yıldırım | 2/19 |
| Toplam: | 6 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Berk | بَرْق | Şimşek çakması. Parlama. |
|
Berrâk | بَرَّاق | Nurlu, pek parlak. |
|
Burâk | بُرَاق | Şimşek gibi. Binek. Cennete mahsus bir binek vasıtası. |
|
Bârik | بَارِق | Şimşek. Işık. Şimşekli bulut. Yıldırım parıltısı. |
|
Bârika | بَارِقَة | Kılıç. Parıltı. Parıldayan. | Çoğul: Bevârik |
Berîk | بَرِيق | Yıldırayıcı, çok parlak nesne. |
|
İbrâk | إِبْرَاق | Şimşek çakmak. |
|
Berrâk kelimesi, “parlak, ışıldayan” anlamındadır. “Parladı, ışıldadı, şimşek çaktı” anlamındaki kök fiilden türetilmiştir. Güncel Türkçe anlamı Arapçasından farklıdır. (Nişanyan Sözlük)
Türkün Dili Kur’an Sözü kitabı, “ibrik” ve “istebrak” kelimelerini de bu kök altında incelemiştir.
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
بَرِقَ : Fiil-I.
75:7 | فَإِذَا بَرِقَ الْبَصَرُ |
Diyanet Meali: | Gözler kamaştığı zaman..* |
بَرْقٌ : İsim.
2:19 | أَوْ كَصَيِّبٍ مِنَ السَّمَاءِ فِيهِ ظُلُمَاتٌ وَرَعْدٌ وَبَرْقٌ |
Diyanet Meali: | Yahut onların durumu, gökten yoğun karanlıklar içinde gök gürültüsü ve şimşekle sağanak hâlinde boşanan yağmura tutulmuş kimselerin durumu gibidir. |
2:20 | يَكَادُ الْبَرْقُ يَخْطَفُ أَبْصَارَهُمْ كُلَّمَا أَضَاءَ لَهُمْ مَشَوْا فِيهِ |
Diyanet Meali: | Şimşek neredeyse gözlerini alıverecek. Önlerini her aydınlatışında ışığında yürürler. |
13:12 | هُوَ الَّذِي يُرِيكُمُ الْبَرْقَ خَوْفًا وَطَمَعًا وَيُنْشِئُ السَّحَابَ الثِّقَالَ |
Diyanet Meali: | O, korku ve ümit vermek için size şimşeği gösterendir, yağmur yüklü bulutları meydana getirendir.* |
24:43 | يَكَادُ سَنَا بَرْقِهِ يَذْهَبُ بِالْأَبْصَارِ |
Diyanet Meali: | Bu bulutların şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alacak. |
30:24 | وَمِنْ آيَاتِهِ يُرِيكُمُ الْبَرْقَ خَوْفًا وَطَمَعًا وَيُنَزِّلُ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً |
Diyanet Meali: | Korku ve ümit kaynağı olarak şimşeği size göstermesi, gökten yağmur indirmesi … O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. |