KÖK HARFLER: ب ن ي
ANLAM:
بَنَى : Yapmak, inşa etmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek Âyet |
بَنَى | fiil-I | 11 | Bina etti, yaptı, kurdu | 78/12 |
بِنَاءٌ | isim | 2 | Bina | 40/64 |
بُنْيَانٌ | isim | 7 | Yapılmış şey, bina | 9/109 |
بَنَّاءٌ | isim | 1 | Usta, bina kuran, inşa eden | 38/37 |
مَبْنِيَّةٌ | isim | 1 | Kurulmuş, yapılmış | 39/20 |
| Toplam: | 22 |
|
|
AÇIKLAMA:
Bazı kaynaklar yukarıdaki madde ile bu maddeyi birleştirmişlerdir.
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- بَنَى
- بِنَاءٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Binâ’ | بِنَاء | Yapı, ev. Yapma, kurma. | Çoğul: Ebniye, Ebniyât |
Bünye | بُنْيَة | Vücut. Beden. |
|
Bünyân | بُنْيَان | Yapı. Bina. Duvar. Esas. Yapı yapmak. |
|
Bennâ’ | بَنَّاء | Mimar, usta, kalfa. Her türlü bina yapan. Yapıcı. |
|
Mebnî | مَبْنِيّ | Yapılmış, kurulmuş, bina olunmuş. |
|
Mebnâ | مَبْنَي | Temel. Yapı yeri. |
|
Tebniye | تَبْنِيَة | Çok bina yapmak. |
|
Tebennî | تَبَنِّى | Evlat edinme. |
|
Mütebennî | مُتَبَنِّى | Bir kimseyi oğul edinen. |
|
Mütebennâ | مُتَبَنَّى | *Evlat edinilen. Evlatlık. |
|
İbtinâ’ | اِبْتِنَاء | Bir şeyin üzerine bina etme. Bir dava veya bahiste bir şeye istinad etme. |
|
Mübtenî | مُبْتٓنِى | *Bina edilmiş, kurulmuş, kurulu. Dayanan, istinad eden, müstenid. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
بَنَى : Fiil-I.
9:110 | لَا يَزَالُ بُنْيَانُهُمُ الَّذِي بَنَوْا رِيبَةً فِي قُلُوبِهِمْ |
Diyanet Meali: | Kurmuş oldukları binaları, yüreklerinde sürekli bir kuşku olarak kalmaya devam edecektir. |
18:21 | فَقَالُوا ابْنُوا عَلَيْهِمْ بُنْيَانًا رَبُّهُمْ أَعْلَمُ بِهِمْ |
Diyanet Meali: | (Bazıları), “Onların üstüne bir bina yapın, Rableri onların hâlini daha iyi bilir” dediler. |
26:128 | أَتَبْنُونَ بِكُلِّ رِيعٍ آيَةً تَعْبَثُونَ |
Diyanet Meali: | “Siz her yüksek yere bir alamet bina yapıp boş şeylerle eğleniyor musunuz?”* |
37:97 | قَالُوا ابْنُوا لَهُ بُنْيَانًا فَأَلْقُوهُ فِي الْجَحِيمِ |
Diyanet Meali: | Kavmi, “Onun için bir bina yapın, (içinde ateş yakın) ve onu ateşe atın” dedi.* |
40:36 | وَقَالَ فِرْعَوْنُ يَا هَامَانُ ابْنِ لِي صَرْحًا لَعَلِّي أَبْلُغُ الْأَسْبَابَ |
Diyanet Meali: | Firavun dedi ki: “Ey Hâmân! Bana yüksek bir kule yap, belki yollara erişirim..” |
50:6 | أَفَلَمْ يَنْظُرُوا إِلَى السَّمَاءِ فَوْقَهُمْ كَيْفَ بَنَيْنَاهَا |
Diyanet Meali: | Üstlerindeki göğe bakmazlar mı? Onu nasıl bina ettik! |
51:47 | وَالسَّمَاءَ بَنَيْنَاهَا بِأَيْدٍ وَإِنَّا لَمُوسِعُونَ |
Diyanet Meali: | Göğü kudretimizle biz kurduk ve şüphesiz bizim (her şeye) gücümüz yeter.* |
66:11 | إِذْ قَالَتْ رَبِّ ابْنِ لِي عِنْدَكَ بَيْتًا فِي الْجَنَّةِ |
Diyanet Meali: | Hani o, “Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap” demişti. |
78:12 | وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا |
Diyanet Meali: | Üstünüze yedi sağlam gök bina ettik.* |
79:27 | أَأَنْتُمْ أَشَدُّ خَلْقًا أَمِ السَّمَاءُ بَنَاهَا |
Diyanet Meali: | (Ey inkârcılar!) Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah kurmuştur. |
91:5 | وَالسَّمَاءِ وَمَا بَنَاهَا |
Diyanet Meali: | Göğe ve onu bina edene andolsun..* |
بِنَاءٌ : İsim.
2:22 | الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ فِرَاشًا وَالسَّمَاءَ بِنَاءً |
Diyanet Meali: | O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yaptı. |
40:64 | اللَّهُ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ قَرَارًا وَالسَّمَاءَ بِنَاءً |
Diyanet Meali: | Allah, yeryüzünü sizin için karar kılma yeri, göğü de binâ yaptı. |
بُنْيَانٌ : İsim.
9:109 | أَفَمَنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَىٰ تَقْوَىٰ مِنَ اللَّهِ وَرِضْوَانٍ خَيْرٌ |
Diyanet Meali: | Binasını takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak) ve O’nun rızasını kazanmak temeli üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır.. |
9:109 | أَمْ مَنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَىٰ شَفَا جُرُفٍ هَارٍ |
Diyanet Meali: | Yoksa binasını çökmeye yüz tutmuş bir yarın kenarına kuran mı? |
9:110 | لَا يَزَالُ بُنْيَانُهُمُ الَّذِي بَنَوْا رِيبَةً فِي قُلُوبِهِمْ |
Diyanet Meali: | Kurmuş oldukları binaları, yüreklerinde sürekli bir kuşku olarak kalmaya devam edecektir. |
16:26 | قَدْ مَكَرَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَأَتَى اللَّهُ بُنْيَانَهُمْ مِنَ الْقَوَاعِدِ |
Diyanet Meali: | Onlardan öncekiler de tuzak kurmuşlardı. Allah’ın azabı binalarını, temelinden gelip yıktı.. |
18:21 | فَقَالُوا ابْنُوا عَلَيْهِمْ بُنْيَانًا رَبُّهُمْ أَعْلَمُ بِهِمْ |
Diyanet Meali: | (Bazıları), “Onların üstüne bir bina yapın, Rableri onların hâlini daha iyi bilir” dediler. |
37:97 | قَالُوا ابْنُوا لَهُ بُنْيَانًا فَأَلْقُوهُ فِي الْجَحِيمِ |
Diyanet Meali: | Kavmi, “Onun için bir bina yapın, (içinde ateş yakın) ve onu ateşe atın” dedi.* |
61:4 | إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الَّذِينَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِهِ صَفًّا كَأَنَّهُمْ بُنْيَانٌ مَرْصُوصٌ |
Diyanet Meali: | Hiç şüphe yok ki Allah, kendi yolunda, duvarları birbirine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.* |
بَنَّاءٌ : İsim.
38:37 | وَالشَّيَاطِينَ كُلَّ بَنَّاءٍ وَغَوَّاصٍ |
Diyanet Meali: | Bina ustası olan ve dalgıçlık yapan her bir şeytanı… |
مَبْنِيَّةٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl.
39:20 | لَٰكِنِ الَّذِينَ اتَّقَوْا رَبَّهُمْ لَهُمْ غُرَفٌ مِنْ فَوْقِهَا غُرَفٌ مَبْنِيَّةٌ |
Diyanet Meali: | Fakat Rabbine karşı gelmekten sakınanlar için (cennette) üst üste yapılmış köşkler vardır. |