ب ع ض

KÖK HARFLER:  ب ع ض

ANLAM: 

بَعَضَ : Sivrisinek ısırmak veya rahatsız etmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Âyet
بَعْضٌ isim 157 Bazı 68/30
بَعُوضَةٌ isim 1 Sivrisinek 2/26

Toplam: 158

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

AÇIKLAMA:

BA’Z ile CÜZ’ kelimeleri arasındaki fark

( ب ع ض – ج ز أ )

Ba’z (bölüm, birim), parçalanabilir. Cüz’ ise parçalanamaz. Cüz’ kelimesi, bütünlenebilmek için cem‘ gerektirir, ba’z ise küll gerektirir. (Farklar Sözlüğü 197) Bknz: ( ج ز أ )

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Ba’z(ı) بَعْض Birtakım, kimi. Ara sıra.
Ba’zen بَعْضًا Ara sıra.
Baûz(a) بَعُوضَة Sivrisinek.
Teb’îz تَبْعِيض Bölmek. Bölük bölük etmek. Bir kısma ait etmek.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

بَعْضٌ : İsim

2:36وَقُلْنَا اهْبِطُوا بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ وَلَكُمْ فِي الْأَرْضِ مُسْتَقَرٌّ
Diyanet Meali:Bunun üzerine biz de, “Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde barınak (ve yararlanma) vardır” dedik.
2:36وَقُلْنَا اهْبِطُوا بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ وَلَكُمْ فِي الْأَرْضِ مُسْتَقَرٌّ
Diyanet Meali:Bunun üzerine biz de, “Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde barınak (ve yararlanma) vardır” dedik.
2:73فَقُلْنَا اضْرِبُوهُ بِبَعْضِهَا كَذَٰلِكَ يُحْيِي اللَّهُ الْمَوْتَىٰ
Diyanet Meali:“Sığırın bir parçası ile öldürülene vurun” dedik. (Denileni yaptılar ve ölü dirildi.) İşte, Allah ölüleri böyle diriltir.
2:76وَإِذَا خَلَا بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ قَالُوا أَتُحَدِّثُونَهُمْ بِمَا فَتَحَ اللَّهُ عَلَيْكُمْ
Diyanet Meali:Birbirleriyle baş başa kaldıklarında da şöyle derler: “(Rabbinizin huzurunda delil olarak kullanıp sizi sustursunlar diye mi), Allah’ın (Tevrat’ta) size bildirdiklerini onlara söylüyorsunuz?”
2:76وَإِذَا خَلَا بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ قَالُوا أَتُحَدِّثُونَهُمْ بِمَا فَتَحَ اللَّهُ عَلَيْكُمْ
Diyanet Meali:Birbirleriyle baş başa kaldıklarında da şöyle derler: “(Rabbinizin huzurunda delil olarak kullanıp sizi sustursunlar diye mi), Allah’ın (Tevrat’ta) size bildirdiklerini onlara söylüyorsunuz?”
2:85وَهُوَ مُحَرَّمٌ عَلَيْكُمْ إِخْرَاجُهُمْ أَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ الْكِتَابِ
Diyanet Meali:Size haram olduğu hâlde onları yurtlarından çıkaran … (kimselersiniz). Yoksa siz Kitab’ın (Tevrat’ın) bir kısmına inanıp, (bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz)?
2:85وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍ فَمَا جَزَاءُ مَنْ يَفْعَلُ ذَٰلِكَ مِنْكُمْ إِلَّا خِزْيٌ
Diyanet Meali:(Yoksa siz Kitab’ın (Tevrat’ın) bir kısmına inanıp), bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezil olmaktan başka bir şey değildir.
2:145وَمَا أَنْتَ بِتَابِعٍ قِبْلَتَهُمْ وَمَا بَعْضُهُمْ بِتَابِعٍ قِبْلَةَ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar.
2:145وَمَا أَنْتَ بِتَابِعٍ قِبْلَتَهُمْ وَمَا بَعْضُهُمْ بِتَابِعٍ قِبْلَةَ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar.
2:251وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَفَسَدَتِ الْأَرْضُ
Diyanet Meali:Eğer Allah’ın; insanların bir kısmıyla diğerlerini savması olmasaydı, yeryüzü bozulurdu.
2:251وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَفَسَدَتِ الْأَرْضُ
Diyanet Meali:Eğer Allah’ın; insanların bir kısmıyla diğerlerini savması olmasaydı, yeryüzü bozulurdu.
2:253تِلْكَ الرُّسُلُ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:İşte peygamberler! Biz, onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık.
2:253تِلْكَ الرُّسُلُ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ مِنْهُمْ مَنْ كَلَّمَ اللَّهُ
Diyanet Meali:İşte peygamberler! Biz, onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. İçlerinden, Allah’ın konuştukları vardır.
2:253مِنْهُمْ مَنْ كَلَّمَ اللَّهُ وَرَفَعَ بَعْضَهُمْ دَرَجَاتٍ
Diyanet Meali:İçlerinden, Allah’ın konuştukları vardır. Bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir.
2:259قَالَ كَمْ لَبِثْتَ قَالَ لَبِثْتُ يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ
Diyanet Meali:Ve ona sordu: “Ne kadar (ölü) kaldın?” O, “Bir gün veya bir günden daha az kaldım” diye cevap verdi.
2:283فَإِنْ أَمِنَ بَعْضُكُمْ بَعْضًا فَلْيُؤَدِّ الَّذِي اؤْتُمِنَ أَمَانَتَهُ
Diyanet Meali:Eğer birbirinize güvenirseniz kendisine güvenilen kimse emanetini (borcunu) ödesin..
2:283فَإِنْ أَمِنَ بَعْضُكُمْ بَعْضًا فَلْيُؤَدِّ الَّذِي اؤْتُمِنَ أَمَانَتَهُ
Diyanet Meali:Eğer birbirinize güvenirseniz kendisine güvenilen kimse emanetini (borcunu) ödesin..
3:34ذُرِّيَّةً بَعْضُهَا مِنْ بَعْضٍ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Birbirinden gelmiş birer nesil olarak (seçip âlemlere üstün kıldı). Allah, her şeyi hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. *
3:34ذُرِّيَّةً بَعْضُهَا مِنْ بَعْضٍ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
Diyanet Meali:Birbirinden gelmiş birer nesil olarak (seçip âlemlere üstün kıldı). Allah, her şeyi hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. *
3:50وَلِأُحِلَّ لَكُمْ بَعْضَ الَّذِي حُرِّمَ عَلَيْكُمْ
Diyanet Meali:“Size haram kılınan bazı şeyleri helâl kılmak için (gönderildim).”
3:64وَلَا يَتَّخِذَ بَعْضُنَا بَعْضًا أَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللَّهِ
Diyanet Meali:“Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâh edinmesin.”
3:64وَلَا يَتَّخِذَ بَعْضُنَا بَعْضًا أَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللَّهِ
Diyanet Meali:“Allah’ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâh edinmesin.”
3:155إِنَّمَا اسْتَزَلَّهُمُ الشَّيْطَانُ بِبَعْضِ مَا كَسَبُوا
Diyanet Meali:(İçinizden yüz çevirip kaçanları), şeytan ancak yaptıkları bazı hatalardan dolayı yoldan kaydırmak istemişti.
3:195لَا أُضِيعُ عَمَلَ عَامِلٍ مِنْكُمْ مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَىٰ بَعْضُكُمْ مِنْ بَعْضٍ
Diyanet Meali:“Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz.”
3:195لَا أُضِيعُ عَمَلَ عَامِلٍ مِنْكُمْ مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَىٰ بَعْضُكُمْ مِنْ بَعْضٍ
Diyanet Meali:“Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz.”
4:19وَلَا تَعْضُلُوهُنَّ لِتَذْهَبُوا بِبَعْضِ مَا آتَيْتُمُوهُنَّ
Diyanet Meali:Kendilerine verdiklerinizin bir kısmını onlardan geri almak için onları sıkıştırmayın.
4:21وَكَيْفَ تَأْخُذُونَهُ وَقَدْ أَفْضَىٰ بَعْضُكُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Hem, siz eşlerinizle birleşmiş (ve onlar da sizden sağlam bir söz almış) iken, onu nasıl (geri) alırsınız?
4:21وَكَيْفَ تَأْخُذُونَهُ وَقَدْ أَفْضَىٰ بَعْضُكُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Hem, siz eşlerinizle birleşmiş (ve onlar da sizden sağlam bir söz almış) iken, onu nasıl (geri) alırsınız?
4:25وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِإِيمَانِكُمْ بَعْضُكُمْ مِنْ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Allah, sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz.
4:25وَاللَّهُ أَعْلَمُ بِإِيمَانِكُمْ بَعْضُكُمْ مِنْ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Allah, sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz.
4:32وَلَا تَتَمَنَّوْا مَا فَضَّلَ اللَّهُ بِهِ بَعْضَكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Allah’ın, kiminizi kiminize üstün kılmaya vesile yaptığı şeyleri (haset ederek) arzu edip durmayın.
4:32وَلَا تَتَمَنَّوْا مَا فَضَّلَ اللَّهُ بِهِ بَعْضَكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Allah’ın, kiminizi kiminize üstün kılmaya vesile yaptığı şeyleri (haset ederek) arzu edip durmayın.
4:34الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاءِ بِمَا فَضَّلَ اللَّهُ بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.  Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır.
4:34الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاءِ بِمَا فَضَّلَ اللَّهُ بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.  Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır.
4:150وَيَقُولُونَ نُؤْمِنُ بِبَعْضٍ
Diyanet Meali:“(Peygamberlerin) kimine inanırız, (kimini inkâr ederiz)” diyenler…
4:150وَنَكْفُرُ بِبَعْضٍ وَيُرِيدُونَ أَنْ يَتَّخِذُوا بَيْنَ ذَٰلِكَ سَبِيلًا
Diyanet Meali:“(Peygamberlerin kimine inanırız), kimini inkâr ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isteyenler var ya…
5:49وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ
Diyanet Meali:Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur’an’ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın.
5:49فَإِنْ تَوَلَّوْا فَاعْلَمْ أَنَّمَا يُرِيدُ اللَّهُ أَنْ يُصِيبَهُمْ بِبَعْضِ ذُنُوبِهِمْ
Diyanet Meali:Eğer yüz çevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir musibete çarptırmak istiyor.
5:51لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَىٰ أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar.
5:51لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَىٰ أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar.
6:53وَكَذَٰلِكَ فَتَنَّا بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لِيَقُولُوا أَهَٰؤُلَاءِ مَنَّ اللَّهُ عَلَيْهِمْ
Diyanet Meali:Böylece insanların bazısını bazısı ile denedik ki, “Allah, (aramızdan) şu adamları mı iman nimetine lâyık gördü?” desinler.
6:53وَكَذَٰلِكَ فَتَنَّا بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لِيَقُولُوا أَهَٰؤُلَاءِ مَنَّ اللَّهُ عَلَيْهِمْ
Diyanet Meali:Böylece insanların bazısını bazısı ile denedik ki, “Allah, (aramızdan) şu adamları mı iman nimetine lâyık gördü?” desinler.
6:65أَوْ يَلْبِسَكُمْ شِيَعًا وَيُذِيقَ بَعْضَكُمْ بَأْسَ بَعْضٍ
Diyanet Meali:“Ya da sizi grup grup birbirinize düşürmeğe ve kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya (gücü yetendir).”
6:65أَوْ يَلْبِسَكُمْ شِيَعًا وَيُذِيقَ بَعْضَكُمْ بَأْسَ بَعْضٍ
Diyanet Meali:“Ya da sizi grup grup birbirinize düşürmeğe ve kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya (gücü yetendir).”
6:112يُوحِي بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ زُخْرُفَ الْقَوْلِ غُرُورًا
Diyanet Meali:Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar.
6:112يُوحِي بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ زُخْرُفَ الْقَوْلِ غُرُورًا
Diyanet Meali:Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar.
6:128رَبَّنَا اسْتَمْتَعَ بَعْضُنَا بِبَعْضٍ وَبَلَغْنَا أَجَلَنَا الَّذِي أَجَّلْتَ لَنَا
Diyanet Meali:“Ey Rabbimiz! Bizler birbirimizden yararlandık ve bize belirlediğin süremizin sonuna ulaştık.”
6:128رَبَّنَا اسْتَمْتَعَ بَعْضُنَا بِبَعْضٍ وَبَلَغْنَا أَجَلَنَا الَّذِي أَجَّلْتَ لَنَا
Diyanet Meali:“Ey Rabbimiz! Bizler birbirimizden yararlandık ve bize belirlediğin süremizin sonuna ulaştık.”
6:129وَكَذَٰلِكَ نُوَلِّي بَعْضَ الظَّالِمِينَ بَعْضًا بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ
Diyanet Meali:İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz. *
6:129وَكَذَٰلِكَ نُوَلِّي بَعْضَ الظَّالِمِينَ بَعْضًا بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ
Diyanet Meali:İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz. *
6:158أَوْ يَأْتِيَ رَبُّكَ أَوْ يَأْتِيَ بَعْضُ آيَاتِ رَبِّكَ
Diyanet Meali:Veya Rabbinin gelmesini  ya da Rabbinin bazı âyetlerinin gelmesini (mi gözlüyorlar)?
6:158يَوْمَ يَأْتِي بَعْضُ آيَاتِ رَبِّكَ لَا يَنْفَعُ نَفْسًا إِيمَانُهَا
Diyanet Meali:Rabbinin âyetlerinden bazısı geldiği gün, (daha önce iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış olan) bir kimseye (o günkü) imanı fayda vermez. 
6:165وَرَفَعَ بَعْضَكُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَبْلُوَكُمْ فِي مَا آتَاكُمْ
Diyanet Meali:Size verdiği nimetler konusunda sizi sınamak için bazınızı bazınıza derece derece üstün kılandır.
6:165وَرَفَعَ بَعْضَكُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَبْلُوَكُمْ فِي مَا آتَاكُمْ
Diyanet Meali:Size verdiği nimetler konusunda sizi sınamak için bazınızı bazınıza derece derece üstün kılandır.
7:24قَالَ اهْبِطُوا بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ وَلَكُمْ فِي الْأَرْضِ مُسْتَقَرٌّ
Diyanet Meali:Allah, dedi ki: “Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde (bir zamana kadar) yerleşme (ve yararlanma) vardır.”
7:24اهْبِطُوا بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ وَلَكُمْ فِي الْأَرْضِ مُسْتَقَرٌّ
Diyanet Meali:Allah, dedi ki: “Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde (bir zamana kadar) yerleşme (ve yararlanma) vardır.”
8:37وَيَجْعَلَ الْخَبِيثَ بَعْضَهُ عَلَىٰ بَعْضٍ فَيَرْكُمَهُ جَمِيعًا
Diyanet Meali:(Allah, pis olanı temizden ayırmak), pis olanların hepsini birbiri üstüne koyup yığarak cehenneme koymak (için böyle yapar).
8:37وَيَجْعَلَ الْخَبِيثَ بَعْضَهُ عَلَىٰ بَعْضٍ فَيَرْكُمَهُ جَمِيعًا
Diyanet Meali:(Allah, pis olanı temizden ayırmak), pis olanların hepsini birbiri üstüne koyup yığarak cehenneme koymak (için böyle yapar).
8:72وَالَّذِينَ آوَوْا وَنَصَرُوا أُولَٰئِكَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ
Diyanet Meali:(Muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya, işte onlar birbirlerinin velileridir.
8:72وَالَّذِينَ آوَوْا وَنَصَرُوا أُولَٰئِكَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ
Diyanet Meali:(Muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya, işte onlar birbirlerinin velileridir.
8:73وَالَّذِينَ كَفَرُوا بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ
Diyanet Meali:İnkâr edenler de birbirlerinin velileridir.
8:73وَالَّذِينَ كَفَرُوا بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ
Diyanet Meali:İnkâr edenler de birbirlerinin velileridir.
8:75وَأُولُو الْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَىٰ بِبَعْضٍ فِي كِتَابِ اللَّهِ
Diyanet Meali:Allah’ın kitabınca, kan akrabaları birbirlerine (varis olmaya) daha lâyıktırlar.
8:75وَأُولُو الْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَىٰ بِبَعْضٍ فِي كِتَابِ اللَّهِ
Diyanet Meali:Allah’ın kitabınca, kan akrabaları birbirlerine (varis olmaya) daha lâyıktırlar.
9:67الْمُنَافِقُونَ وَالْمُنَافِقَاتُ بَعْضُهُمْ مِنْ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir (birbirlerinin benzeridir).
9:67الْمُنَافِقُونَ وَالْمُنَافِقَاتُ بَعْضُهُمْ مِنْ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir (birbirlerinin benzeridir).
9:71وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır.
9:71وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostlarıdır.
9:127وَإِذَا مَا أُنْزِلَتْ سُورَةٌ نَظَرَ بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Bir sûre indirildi mi, (“Sizi bir kimse görüyor mu?” diye) birbirlerine göz ederler.
9:127وَإِذَا مَا أُنْزِلَتْ سُورَةٌ نَظَرَ بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ هَلْ يَرَاكُمْ مِنْ أَحَدٍ
Diyanet Meali:Bir sûre indirildi mi, “Sizi bir kimse görüyor mu?” diye birbirlerine göz ederler.
10:46وَإِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذِي نَعِدُهُمْ أَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ
Diyanet Meali:Onları tehdit ettiğimiz şeylerin bir kısmını sana göstersek de, (göstermeden) seni vefat ettirsek de sonunda onların dönüşü bizedir.
11:12فَلَعَلَّكَ تَارِكٌ بَعْضَ مَا يُوحَىٰ إِلَيْكَ وَضَائِقٌ بِهِ صَدْرُكَ
Diyanet Meali:(Ey Muhammed!) Belki de sen, (müşriklerin “Ona bir hazine indirilseydi veya beraberinde bir melek gelseydi ya!” demelerinden dolayı) sana vahyolunanlardan bir kısmını göz ardı edeceksin ve o yüzden göğsün daralacak.
11:54إِنْ نَقُولُ إِلَّا اعْتَرَاكَ بَعْضُ آلِهَتِنَا بِسُوءٍ
Diyanet Meali:Biz sadece şunu söyleriz: “Seni, ilâhlarımızdan biri fena çarpmış.”
12:10وَأَلْقُوهُ فِي غَيَابَتِ الْجُبِّ يَلْتَقِطْهُ بَعْضُ السَّيَّارَةِ إِنْ كُنْتُمْ فَاعِلِينَ
Diyanet Meali:“Onu bir kuyunun dibine bırakın ki geçen kervanlardan biri onu bulup alsın. Eğer yapacaksanız böyle yapın.”
13:4يُسْقَىٰ بِمَاءٍ وَاحِدٍ وَنُفَضِّلُ بَعْضَهَا عَلَىٰ بَعْضٍ فِي الْأُكُلِ
Diyanet Meali:Hepsi aynı su ile sulanır. Ama biz ürünleri konusunda bir kısmını bir kısmına üstün kılıyoruz.
13:4يُسْقَىٰ بِمَاءٍ وَاحِدٍ وَنُفَضِّلُ بَعْضَهَا عَلَىٰ بَعْضٍ فِي الْأُكُلِ
Diyanet Meali:Hepsi aynı su ile sulanır. Ama biz ürünleri konusunda bir kısmını bir kısmına üstün kılıyoruz.
13:36يَفْرَحُونَ بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ وَمِنَ الْأَحْزَابِ مَنْ يُنْكِرُ بَعْضَهُ
Diyanet Meali:(Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler), sana indirilen Kur’an ile sevinirler. Fakat (senin aleyhinde olan) gruplardan onun bir kısmını inkâr edenler de vardır.
13:40وَإِنْ مَا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذِي نَعِدُهُمْ أَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ
Diyanet Meali:Onlara va’dettiğimiz azabın bir kısmını sana göstersek de, (göstermeden) senin ruhunu alsak da (senin görevin sadece tebliğ etmektir).
16:71وَاللَّهُ فَضَّلَ بَعْضَكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ فِي الرِّزْقِ
Diyanet Meali:Allah, rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı.
16:71وَاللَّهُ فَضَّلَ بَعْضَكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ فِي الرِّزْقِ
Diyanet Meali:Allah, rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı.
17:21انْظُرْ كَيْفَ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ وَلَلْآخِرَةُ أَكْبَرُ دَرَجَاتٍ
Diyanet Meali:Bak nasıl, onların kimini kimine üstün kıldık. Elbette ahiretteki dereceler daha büyüktür.
17:21انْظُرْ كَيْفَ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ وَلَلْآخِرَةُ أَكْبَرُ دَرَجَاتٍ
Diyanet Meali:Bak nasıl, onların kimini kimine üstün kıldık. Elbette ahiretteki dereceler daha büyüktür.
17:55وَلَقَدْ فَضَّلْنَا بَعْضَ النَّبِيِّينَ
Diyanet Meali:Andolsun, peygamberlerin bir kısmını (bir kısmına) üstün kıldık.
17:55عَلَىٰ بَعْضٍ وَآتَيْنَا دَاوُودَ زَبُورًا
Diyanet Meali:(Andolsun, peygamberlerin bir kısmını) bir kısmına (üstün kıldık). Dâvûd’a da Zebûr’u verdik.
17:88لَا يَأْتُونَ بِمِثْلِهِ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَهِيرًا
Diyanet Meali:(De ki: “Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar) ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.”
17:88لَا يَأْتُونَ بِمِثْلِهِ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَهِيرًا
Diyanet Meali:(De ki: “Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar) ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.”
18:19قَالَ قَائِلٌ مِنْهُمْ كَمْ لَبِثْتُمْ قَالُوا لَبِثْنَا يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ
Diyanet Meali:İçlerinden biri: “Ne kadar kaldınız”? dedi. (Bir kısmı) “Bir gün, ya da bir günden az”, dediler.
18:99وَتَرَكْنَا بَعْضَهُمْ يَوْمَئِذٍ يَمُوجُ فِي بَعْضٍ
Diyanet Meali:O gün biz onları bırakırız, dalga dalga birbirlerine karışırlar.
18:99وَتَرَكْنَا بَعْضَهُمْ يَوْمَئِذٍ يَمُوجُ فِي بَعْضٍ
Diyanet Meali:O gün biz onları bırakırız, dalga dalga birbirlerine karışırlar.
20:123قَالَ اهْبِطَا مِنْهَا جَمِيعًا بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ
Diyanet Meali:Allah, şöyle dedi: “Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin.
20:123قَالَ اهْبِطَا مِنْهَا جَمِيعًا بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ
Diyanet Meali:Allah, şöyle dedi: “Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin.
22:40وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَهُدِّمَتْ صَوَامِعُ
Diyanet Meali:Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, manastırlar … muhakkak yerle bir edilirdi.
22:40وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَهُدِّمَتْ صَوَامِعُ
Diyanet Meali:Eğer Allah’ın, insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, manastırlar … muhakkak yerle bir edilirdi.
23:44فَأَتْبَعْنَا بَعْضَهُمْ بَعْضًا وَجَعَلْنَاهُمْ أَحَادِيثَ
Diyanet Meali:Biz de onları birbiri ardından helâk ettik ve onları birer ibretli hikâye yaptık.
23:44فَأَتْبَعْنَا بَعْضَهُمْ بَعْضًا وَجَعَلْنَاهُمْ أَحَادِيثَ
Diyanet Meali:Biz de onları birbiri ardından helâk ettik ve onları birer ibretli hikâye yaptık.
23:91إِذًا لَذَهَبَ كُلُّ إِلَٰهٍ بِمَا خَلَقَ وَلَعَلَا بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Öyle olsaydı, her ilâh kendi yarattığını alır götürür ve mutlaka birbirlerine üstün gelmeye çalışırlardı.
23:91إِذًا لَذَهَبَ كُلُّ إِلَٰهٍ بِمَا خَلَقَ وَلَعَلَا بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Öyle olsaydı, her ilâh kendi yarattığını alır götürür ve mutlaka birbirlerine üstün gelmeye çalışırlardı.
23:113قَالُوا لَبِثْنَا يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ فَاسْأَلِ الْعَادِّينَ
Diyanet Meali:Onlar, “Bir gün, ya da bir günden daha az bir süre kaldık. Hesap tutanlara sor” derler. *
24:40ظُلُمَاتٌ بَعْضُهَا فَوْقَ بَعْضٍ إِذَا أَخْرَجَ يَدَهُ لَمْ يَكَدْ يَرَاهَا
Diyanet Meali:Karanlıklar üstüne karanlıklar. İnsan, elini çıkarsa neredeyse onu bile göremez.
24:40ظُلُمَاتٌ بَعْضُهَا فَوْقَ بَعْضٍ إِذَا أَخْرَجَ يَدَهُ لَمْ يَكَدْ يَرَاهَا
Diyanet Meali:Karanlıklar üstüne karanlıklar. İnsan, elini çıkarsa neredeyse onu bile göremez.
24:58طَوَّافُونَ عَلَيْكُمْ بَعْضُكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ
Diyanet Meali:Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar.
24:58طَوَّافُونَ عَلَيْكُمْ بَعْضُكُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar.
24:62فَإِذَا اسْتَأْذَنُوكَ لِبَعْضِ شَأْنِهِمْ فَأْذَنْ لِمَنْ شِئْتَ مِنْهُمْ
Diyanet Meali:O hâlde bazı işlerini görmek için senden izin isterlerse, içlerinden dilediğine izin ver.
24:63لَا تَجْعَلُوا دُعَاءَ الرَّسُولِ بَيْنَكُمْ كَدُعَاءِ بَعْضِكُمْ بَعْضًا
Diyanet Meali:(Ey inananlar!) Peygamberin (sizi) çağırmasını aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın.
24:63لَا تَجْعَلُوا دُعَاءَ الرَّسُولِ بَيْنَكُمْ كَدُعَاءِ بَعْضِكُمْ بَعْضًا
Diyanet Meali:(Ey inananlar!) Peygamberin (sizi) çağırmasını aranızda birbirinizi çağırmanız gibi tutmayın.
25:20وَجَعَلْنَا بَعْضَكُمْ لِبَعْضٍ فِتْنَةً أَتَصْبِرُونَ
Diyanet Meali:(Ey insanlar!) Sizi birbiriniz için imtihan aracı kıldık. (Bakalım) sabredecek misiniz?
25:20وَجَعَلْنَا بَعْضَكُمْ لِبَعْضٍ فِتْنَةً أَتَصْبِرُونَ وَكَانَ رَبُّكَ بَصِيرًا
Diyanet Meali:(Ey insanlar!) Sizi birbiriniz için imtihan aracı kıldık. (Bakalım) sabredecek misiniz? Rabbin, hakkıyla görendir.
26:198وَلَوْ نَزَّلْنَاهُ عَلَىٰ بَعْضِ الْأَعْجَمِينَ
Diyanet Meali:Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik…*
27:72قُلْ عَسَىٰ أَنْ يَكُونَ رَدِفَ لَكُمْ بَعْضُ الَّذِي تَسْتَعْجِلُونَ
Diyanet Meali:De ki: “Belki de acele gelmesini istediğiniz şeyin bir kısmı size çok yaklaşmıştır.” *
29:25ثُمَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَكْفُرُ بَعْضُكُمْ بِبَعْضٍ
Diyanet Meali:“Sonra kıyamet gününde kiminiz kiminizi inkâr edip tanımayacak.”
29:25ثُمَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَكْفُرُ بَعْضُكُمْ بِبَعْضٍ وَيَلْعَنُ بَعْضُكُمْ بَعْضًا
Diyanet Meali:“Sonra kıyamet gününde kiminiz kiminizi inkâr edip tanımayacak; kiminiz kiminize lânet edecektir.”
29:25وَيَلْعَنُ بَعْضُكُمْ بَعْضًا وَمَأْوَاكُمُ النَّارُ
Diyanet Meali:“Kiminiz kiminize lânet edecektir. Barınağınız cehennem olacaktır.”
29:25ثُمَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يَكْفُرُ بَعْضُكُمْ بِبَعْضٍ وَيَلْعَنُ بَعْضُكُمْ بَعْضًا
Diyanet Meali:“Kiminiz kiminize lânet edecektir. Barınağınız cehennem olacaktır.”
30:41ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُمْ بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
Diyanet Meali:İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır. *
33:6وَأُولُو الْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَىٰ بِبَعْضٍ فِي كِتَابِ اللَّهِ
Diyanet Meali:Aralarında akrabalık bağı olanlar, Allah’ın Kitab’ına göre, (miras konusunda) birbirleri için (diğer) mü’minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler. 
33:6وَأُولُو الْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَىٰ بِبَعْضٍ فِي كِتَابِ اللَّهِ
Diyanet Meali:Aralarında akrabalık bağı olanlar, Allah’ın Kitab’ına göre, (miras konusunda) birbirleri için (diğer) mü’minlerden ve muhacirlerden daha önceliklidirler. 
34:31وَلَوْ تَرَىٰ إِذِ الظَّالِمُونَ مَوْقُوفُونَ عِنْدَ رَبِّهِمْ يَرْجِعُ بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ الْقَوْلَ
Diyanet Meali:Zalimler, Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman hâllerini bir görsen! Birbirlerine laf çevirip dururlar.
34:31وَلَوْ تَرَىٰ إِذِ الظَّالِمُونَ مَوْقُوفُونَ عِنْدَ رَبِّهِمْ يَرْجِعُ بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ الْقَوْلَ
Diyanet Meali:Zalimler, Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman hâllerini bir görsen! Birbirlerine laf çevirip dururlar.
34:42فَالْيَوْمَ لَا يَمْلِكُ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ نَفْعًا وَلَا ضَرًّا
Diyanet Meali:İşte bugün birbirinize ne fayda ne de zarar verebilirsiniz.
34:42فَالْيَوْمَ لَا يَمْلِكُ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ نَفْعًا وَلَا ضَرًّا
Diyanet Meali:İşte bugün birbirinize ne fayda ne de zarar verebilirsiniz.
35:40بَلْ إِنْ يَعِدُ الظَّالِمُونَ بَعْضُهُمْ بَعْضًا إِلَّا غُرُورًا
Diyanet Meali:Hayır, zalimler birbirlerine aldatmadan başka hiçbir şey vaad etmezler.
35:40بَلْ إِنْ يَعِدُ الظَّالِمُونَ بَعْضُهُمْ بَعْضًا إِلَّا غُرُورًا
Diyanet Meali:Hayır, zalimler birbirlerine aldatmadan başka hiçbir şey vaad etmezler.
37:27وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ
Diyanet Meali:Birbirlerine yönelip sorarlar (çekişirler). *
37:27وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ
Diyanet Meali:Birbirlerine yönelip sorarlar (çekişirler). *
37:50فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ
Diyanet Meali:Derken birbirlerine yönelip sorarlar. *
37:50فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ
Diyanet Meali:Derken birbirlerine yönelip sorarlar. *
38:22خَصْمَانِ بَغَىٰ بَعْضُنَا عَلَىٰ بَعْضٍ فَاحْكُمْ بَيْنَنَا بِالْحَقِّ
Diyanet Meali:“Biz, iki davacı grubuz. Birimiz diğerine haksızlık etmiştir. Aramızda adaletle hükmet.”
38:22خَصْمَانِ بَغَىٰ بَعْضُنَا عَلَىٰ بَعْضٍ فَاحْكُمْ بَيْنَنَا بِالْحَقِّ
Diyanet Meali:“Biz, iki davacı grubuz. Birimiz diğerine haksızlık etmiştir. Aramızda adaletle hükmet.”
38:24وَإِنَّ كَثِيرًا مِنَ الْخُلَطَاءِ لَيَبْغِي بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:“Esasen ortakların pek çoğu birbirine haksızlık eder.”
38:24وَإِنَّ كَثِيرًا مِنَ الْخُلَطَاءِ لَيَبْغِي بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:“Esasen ortakların pek çoğu birbirine haksızlık eder.”
40:28وَإِنْ يَكُ صَادِقًا يُصِبْكُمْ بَعْضُ الَّذِي يَعِدُكُمْ
Diyanet Meali:“Eğer doğru söylüyorsa, sizi tehdit ettiği şeylerin bir kısmı başınıza gelecektir.”
40:77فَإِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعْضَ الَّذِي نَعِدُهُمْ أَوْ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِلَيْنَا يُرْجَعُونَ
Diyanet Meali:Onları tehdit ettiğimiz azâbın bir kısmını sana göstersek de (ya da göstermeden önce) seni vefât ettirsek de, sonunda onlar bize döndürüleceklerdir.
43:32وَرَفَعْنَا بَعْضَهُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ
Diyanet Meali:(Birbirlerine iş gördürmeleri için, çeşitli alanlarda) kimini kimine, derece derece üstün kıldık.
43:32وَرَفَعْنَا بَعْضَهُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَتَّخِذَ بَعْضُهُمْ بَعْضًا سُخْرِيًّا
Diyanet Meali:Birbirlerine iş gördürmeleri için, (çeşitli alanlarda) kimini kimine, derece derece üstün kıldık.
43:32لِيَتَّخِذَ بَعْضُهُمْ بَعْضًا سُخْرِيًّا
Diyanet Meali:Birbirlerine iş gördürmeleri için, (çeşitli alanlarda kimini kimine, derece derece üstün kıldık).
43:32وَرَفَعْنَا بَعْضَهُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَتَّخِذَ بَعْضُهُمْ بَعْضًا سُخْرِيًّا
Diyanet Meali:Birbirlerine iş gördürmeleri için, (çeşitli alanlarda) kimini kimine, derece derece üstün kıldık.
43:63قَدْ جِئْتُكُمْ بِالْحِكْمَةِ وَلِأُبَيِّنَ لَكُمْ بَعْضَ الَّذِي تَخْتَلِفُونَ فِيهِ
Diyanet Meali:(İsa, apaçık mucizeleri getirdiği zaman şöyle demişti:) “Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim.”
43:67الْأَخِلَّاءُ يَوْمَئِذٍ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ إِلَّا الْمُتَّقِينَ
Diyanet Meali:O gün Allah’a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar. *
43:67الْأَخِلَّاءُ يَوْمَئِذٍ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ إِلَّا الْمُتَّقِينَ
Diyanet Meali:O gün Allah’a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar. *
45:19وَإِنَّ الظَّالِمِينَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَاللَّهُ وَلِيُّ الْمُتَّقِينَ
Diyanet Meali:Şüphesiz zalimler birbirinin dostlarıdır. Allah ise kendisine karşı gelmekten sakınanların dostudur.
45:19وَإِنَّ الظَّالِمِينَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَاللَّهُ وَلِيُّ الْمُتَّقِينَ
Diyanet Meali:Şüphesiz zalimler birbirinin dostlarıdır. Allah ise kendisine karşı gelmekten sakınanların dostudur.
47:4وَلَٰكِنْ لِيَبْلُوَ بَعْضَكُمْ بِبَعْضٍ
Diyanet Meali:Fakat sizi birbirinizle denemek için (böyle yapıyor).
47:4وَلَٰكِنْ لِيَبْلُوَ بَعْضَكُمْ بِبَعْضٍ
Diyanet Meali:Fakat sizi birbirinizle denemek için (böyle yapıyor).
47:26سَنُطِيعُكُمْ فِي بَعْضِ الْأَمْرِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ إِسْرَارَهُمْ
Diyanet Meali:“Bazı işlerde size itaat edeceğiz” (demelerindendir). Allah, onların gizlice konuşmalarını bilir.
49:2وَلَا تَجْهَرُوا لَهُ بِالْقَوْلِ كَجَهْرِ بَعْضِكُمْ لِبَعْضٍ أَنْ تَحْبَطَ أَعْمَالُكُمْ
Diyanet Meali:Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider.
49:2وَلَا تَجْهَرُوا لَهُ بِالْقَوْلِ كَجَهْرِ بَعْضِكُمْ لِبَعْضٍ أَنْ تَحْبَطَ أَعْمَالُكُمْ
Diyanet Meali:Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider.
49:12اجْتَنِبُوا كَثِيرًا مِنَ الظَّنِّ إِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ إِثْمٌ
Diyanet Meali:Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır.
49:12وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًا
Diyanet Meali:Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın.
49:12وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًا
Diyanet Meali:Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın.
52:25وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ
Diyanet Meali:Birbirlerine dönüp (“Ne iyilik yaptınız da bu nimetlere ulaştınız?” diye) sorarlar. *
52:25وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ
Diyanet Meali:Birbirlerine dönüp (“Ne iyilik yaptınız da bu nimetlere ulaştınız?” diye) sorarlar. *
66:3وَإِذْ أَسَرَّ النَّبِيُّ إِلَىٰ بَعْضِ أَزْوَاجِهِ حَدِيثًا فَلَمَّا نَبَّأَتْ بِهِ
Diyanet Meali:Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verince..
66:3فَلَمَّا نَبَّأَتْ بِهِ وَأَظْهَرَهُ اللَّهُ عَلَيْهِ عَرَّفَ بَعْضَهُ وَأَعْرَضَ عَنْ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti.
66:3وَأَظْهَرَهُ اللَّهُ عَلَيْهِ عَرَّفَ بَعْضَهُ وَأَعْرَضَ عَنْ بَعْضٍ
Diyanet Meali:(Fakat eşi o sözü başkasına haber verip) Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti.
68:30فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَلَاوَمُونَ
Diyanet Meali:Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar. *
68:30فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَلَاوَمُونَ
Diyanet Meali:Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar. *
69:44وَلَوْ تَقَوَّلَ عَلَيْنَا بَعْضَ الْأَقَاوِيلِ
Diyanet Meali:Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı…*

بَعُوضَةٌ : İsim.

2:26إِنَّ اللَّهَ لَا يَسْتَحْيِي أَنْ يَضْرِبَ مَثَلًا مَا بَعُوضَةً فَمَا فَوْقَهَا
Diyanet Meali:Allah, bir sivrisineği, ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez.