KÖK HARFLER: ع ض ل
ANLAM:
عَضَلَ: Birisinin hukuka aykırı bir biçimde evlenmesini engellemek, alıkoymak ya da engel olmak. Birisini işinde sıkıştırmak ve onunla arzu ettiği şey arasında bir engel teşkil etmek.
Temel anlam: sıkıştırma veya engel olma, engelleme, alıkoymadır.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
عَضَلَ | fiil-I | 2 | Bağladı, engel oldu, sıkıştırdı | 4/19 |
| Toplam | 2 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- عَضَلَ
- اِمْتَنَعَ > bak: م ن ع
- عَضِلَ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Adl | عَضْل | Mani olmak, men etmek. |
Adîl (Azîl) | عَضِيل | Düzeltilemez, inadcı. |
Adâl | عَضَال | Zorluk. Çaresizlik. |
Adale | عَضَلَة | Sinirli etler, kas. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
عَضَلَ : Fiil-I.
2:232 | فَلَا تَعْضُلُوهُنَّ أَنْ يَنْكِحْنَ أَزْوَاجَهُنَّ |
Diyanet Meali: | (Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman kendi aralarında aklın ve dinin gereklerine uygun olarak güzellikle anlaştıkları takdirde), eşleriyle (yeniden) evlenmelerine engel olmayın. |
4:19 | وَلَا تَعْضُلُوهُنَّ لِتَذْهَبُوا بِبَعْضِ مَا آتَيْتُمُوهُنَّ |
Diyanet Meali: | (Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helâl değildir. Açık bir hayâsızlık yapmış olmaları dışında), kendilerine verdiklerinizin bir kısmını onlardan geri almak için onları sıkıştırmayın. |