UTBE b. GAZVÂN
(Yarın
Benden Sonra Valiler Görürsünüz)
İlk müslümanlardan, Habeşistana ve Medineye ilk hicret edenlerden
Allah yolunda güzelliklerle dolu mücadele veren usta okçulardan
Bu sağlam yürekli, aydınlık yüzlü, uzun
boylu adam Utbe b. Gazvândır
Kureyşin elinde bulunan bütün şiddet
ve intikam gücüne rağmen Resûlullah (s.a.v.) ile el sıkışıp biat eden
ilk yedi müslümanın yedincisiydi... Davanın ilk günlerinde
Zorluk ve
korku günlerinde
Utbe b. Gazvân kardeşleriyle birlikte direndi. O soylu
direniş, sonraları insanlık yüreğinin zamanlar boyu beslenip, onunla
geliştiği bir azık hâlini aldı. Resûlullah (s.a.v.) ashabına
Habeşistan'a hicret etmelerini emrettiğinde Utbe de hicret edenlerle
birlikte çıktı
Fakat Resûlullah (s.a.v.)e olan özlemi
orada kalmasına imkân tanımadığından süratle kara ve denizi aşarak
Mekkeye geri döndü ve Resûlullah (s.a.v.)in yanında kaldı. Medineye
hicret etme zamanı gelince de Utbe müslümanlarla birlikte hicret etti
Kureyş saldırı ve savaşlarına başladığı
andan beri Utbe ellerinde mızrakları ve okları büyük bir ustalıkla
kullanıyor ve müslüman kardeşleriyle bütün yalan ve putlarıyla eski
âlemin yıkılmasına katılıyordu
Resûlullah (s.a.v.)in Allaha göç
ettiği gün de silahını bırakmayıp oradan oraya koşmaya devam etti
Onun
İran askeriyle büyük bir cihadı vardı
Halife Hz. Ömer (r.a.), Allahın
topraklarını ve kullarını kurtarmak için İran İmparatorluğunu boydan
boya geçmekte olan İslâm kuvvetlerine karşı -İranlıların- tehlikeli bir
sıçrama noktası olarak kullandıkları Ebulleyi fethedip İranlılardan
almak için Utbeyi gönderdi
Ömer (r.a.) onu ve askerlerini uğurlarken
şöyle dedi: Sen ve beraberindekiler Arap ülkesinin en uzak ve Acem
ülkesinin en yakın yerine ulaşıncaya kadar gidin
Allahın bereketi ve
kolaylığı üzere ilerle
Kabul edeni ve etmeyeni Allaha davet et...
Kabul etmeyenlerden cizye iste
Bunu da kabul etmezlerse, hiç
duraksamadan onlarla savaş ve Allahtan kork
Utbe büyük olmayan ordusunun başında
Ebulleye varıncaya dek ilerledi. İranlılar en kuvvetli ordularından
birini oraya yığıyorlardı
Utbe kuvvetlerini düzenleyip, atmayı öğrendiği günden beri hiç kimsenin
hedefini saştığına tanık olmadığı elindeki mızrağıyla en önde durdu ve
askerlerine şöyle haykırdı: Allahu ekber! O vaadinde sadıktır..!!
Sanki yakın bir gaybı okur gibiydi.
Kolay geçen saldırılar sonrasında
Ebulleyi teslim aldı. Toprakları İran askerlerinden temizledi. Ahalisi
yakıp yıkan bir zulümden kurtuldu.. Ve Yüce Allah sözünde durdu
Utbe Ebullenin bulunduğu yere Basra
şehrini tasarlayıp inşa etti ve büyük mescidini kurdu
Vali olmamak için
Medineye dönmek üzere şehirden ayrılmak istedi. Fakat Halife orada
kalmasını emretti. Utbe olduğu yerde kalarak insanlara namaz kıldırmaya,
aralarında adaletle hükmetmeye, zühd, Allah korkusu ve sadelikte en
çarpıcı örnekleri vermeye devam etti
Şehevî şeyleri ve refahı arzulayanlar
kendisine kızıncaya dek bütün gücüyle israf ve lükse karşı savaştı
İşte
o zamanda Utbe onlara şöyle hitap etti: Allaha yemin ederim ki, ilk
yedi müslümanın yedincisiydim ve ağızlarımız yaralanıncaya kadar ağaç
yapraklarından başka yiyeceğimiz yoktu... Bir gün bir aba elime geçti.
İkiye bölüp yarısını Sad b. Mâlike verdim; öbür yarısını da ben giydim...
Utbe dini için dünyadan çok korkardı.
Müslümanlar için de ondan çok korkardı. Bu nedenle onları kanaate ve
yoksulluğa alıştırmaya çalıştı. Birçokları onu yolundan saptırmaya, onda
vali olduğunun hissini uyandırmaya, özellikle de ahalisi gösterişli ve
üstün görünümlere alışmış olan ve daha önceleri zahid ve yoksul valilere
alışkın olmayan bu beldede valiliğin gereklerinden dem vurmaya
başladılar...
Utbe ise onlara şöyle cevap veriyordu:
Ben, dünyanızda büyük, Allahın yanında ise küçük olmaktan Allaha
sığınırım.! Onları kanaat ve doğru yola çağırmadaki ısrarı nedeniyle
yüzlerindeki sıkıntılı ifadeleri gördüğünde de şöyle dedi: Yarın,
benden sonra valiler görürsünüz... Hac mevsimi geldiğinde
kardeşlerinden birinin yerine hacca gitti. Orda Halifeden kendisini
görevden almasını istedi
Fakat Ömer (r.a.) bütün insanlığın salyalarını
akıtan şeylerden kaçan zahidlerin bu yüce örneğinden vazgeçecek biri
değildi.
Onlara şöyle diyordu: Emanetinizi
sırtıma yükleyip, sonra beni yalnız mı bırakacaksınız..? Hayır! Allaha
yemin ederim ki, sizi asla bırakmayacağım
!! Utbe b. Gazvâna da böyle
dedi... Utbenin itaat etmekten başka bir şey elinden gelmeyince
Basraya dönmek için hayvanına doğru gitti. Fakat ona binmeden önce
kıbleye yönelerek, ellerini göğe doğru kaldırdı ve Allaha kendisini ne
Basraya, ne de valiliğe geri döndürmemesi için dua etti
Duası kabul edildi...
Yolda ölüm onu yakaladı... Ve ruhu,
sahibine yükseldi...
Yaptıkları ve verdikleriyle ... Zühdü
ve iffetiyle...
Allahın kendisine verdiği nimetlerle...
Ve kazandığı sevapla...
|