Esmaül Hüsna

 

12

El-Halık
Her şeyi yaratan



Allahu Teâlâ her şeyin Halikidir ve bu O'nun subuti sıfatlarındandır. O'ndan başkası için bu sıfat kullanılamaz.

Bütün mükevvenat ve bunun içinde insan, Cenab-ı Hakk'ın yaratmayı sürekli tazeleyip yürütmesine, her an tazelenen oluş gerçeğine muhtaçtır ve yaratış vakıasına devamlı konu olmaktadır. Allah'ın yaratışı, sadece var edip ortaya çıkarmaktan, yani hayatın yalnızca başlangıç safhasına ilişkin - zaman ve konu yönünden sınırlı, belirli- bir özellik olmaktan ibaret kalmayıp sürekli cari olan bir gerçektir.

Hâlık'tır diğerleri ise mahluktur. "Halk" fiili, iki mânâ ifade eder.

Birincisi, takdir etmek, yani bütün açıklığı ile eşyanın miktar ve derecelerini tayin etmektir. Bir şeyi bütünüyle takdir etmek, onun eşyâ arasındaki miktar ve derecesini tamamiyle bilmeye bağlıdır. Bu takdir mânâsı itibâriyledir ki halk, ekseriya miktar ve sayısı bulunan şeylerde kullanılır.

İkincisi ise, yok olan şeye varlık vermek, hiçbir asıl ve örneği yokken icad etmektir. Bazan bir şeyden başka bir şeyi ortaya çıkarmak mânâsı da verilebilir. Ancak bu mânâya daha çok icad tabir edilir. Yaratıklara nisbet edilen hiçbir sanat, Allah Teâlâ'nın takdir buyurduğu keşf ve icad mahiyyetinden ileri geçemez. Çünkü mahluk, fiilerinin ayrıntısını takdir edemez ve bir atom bile yapamaz. Böyle bir yaratma sonsuz ilim ve kudrete bağlıdır. Mahluk ise bundan ancak sınırlı kısmını elde edebilir. Herşeyi tam anlamıyla takdir ve icad ederek yaratan Ancak Allah Teâlâ'dır.