Yeryüzü Yıldızları 60 Seçkin Sahabenin Hayatı

 

 

GİRİŞ


Akide ve iman dünyasında ortaya çıkmış olan, tarihin haber verdiği şerefli bir topluluğun haberleri ne uydurulmuş bir olaylar manzumesidir, ne de olur olmaz söylenmiş sözlerdir.

Bütün bir tarih, güvenilirlikte, doğrulukta ve hakikati araştırmada İslâm tarihi ve kahramanlarının şahit olduğu böylesi bir zaman dilimine şahit olmamıştır. Çünkü bu devrin öğrenilmesi ve araştırılması uğrunda harikulâde beşerî bir gayret ortaya konulmuştur. Yüce İslâm âlimleri, İslâm’ın ilk asrında en küçük bir fısıltı ve kıpırdanmayı dahi ihmal etmeksizin araştırma laboratuvarına getirmişler, tenkit süzgecinden geçirmişlerdir.

Bu kitabın ilerleyen bölümlerinde göreceğimiz Allah Resûlü’nün eşsiz sahâbesinin şerefli tabloları, her ne kadar efsane gibi görünse de efsane değildir. Bilâkis bunlar, o yüce kimselerin şahsiyet ve hayatlarında şekil bulmuş hakikatlerdir.

Ve onlar zirveleşenlerdir, ışık saçanlardır. Yazarların ve vasfedenlerin istedikleri kadar değil, bizzat o hakikatlerin sahiplerinin, enginlik ve kemal yolunda olağanüstü gayret sarf edenlerin istedikleri kadardır. Bu kitap, o yüce insanların bütün yönlerini anlatmak gibi bir iddia gütmemektedir. Eğer o yüceliklere bir nebze olsun işaret edebilirse, yazarı kendini mutlu sayacaktır.

Şu nokta önemlidir: Tarih, adalet ve kemalin gerçekleşmesi için kararlılık ve niyetlerini pekiştirmiş ve bu uğurda hayatlarını ortaya koymuş, sınırsız cesaret ve kahramanlık örneği sergilemiş, Allah Resûlü’nün etrafında öbekleşmiş insanlar gibi başka bir topluluğa daha şahit olmamıştır.

Onlar, tam beklendikleri zamanda ve söz verildikleri günde geldiler... Onlar, Peygamberleri (s.a.v.) ile beraber, müjdeleyici ve kulluk edici olarak geldiler. Hayat, kölelik zincirini kıracak, insanlığı şimdi ve gelecekte özgür kılacak kahramanlar beklerken, onlar Peygamberlerinin (s.a.v.) arkasında devrimci ve hürriyetçi olarak geldiler. Ve hayat, insanlık medeniyeti için yeni ve sağlam doğuşlar ortaya koyacak insanları beklerken, onlar öncüler ve uzak görüşlü kimseler olarak geldiler.

Bunlar, kısa bir zamana bu kadar şeyi nasıl sığdırabildiler?! İmparatorluklarıyla bütün bir âlemi nasıl yerle bir edip, onları atılmış birikinti hâline nasıl getirebildiler? Bütün bunların ötesinde, bütün bir insanlığı, tevhid ışığı ile aydınlatacak ve onu ebediyete kadar muhafaza edecek böyle bir oluşumu, ışık hızıyla gerçekleştirmeye nasıl güç yetirebildiler? İşte bütün bunlar, onların gerçek mucizeleridir.

Bu gerçek mucizeleri, faziletlerle boyanmış ve benzeri olmayan imanla korunmuş güçlü şahsiyetlerinde şekillenmiştir. Yine onların bu mucizeleri, büyük mucize Kur’ân-ı Kerîm‘in nüzûlünün, Hz. Peygamber’in tebliğinin ve ümmetin, nurlu yola baş koymasının yansımalarından başka bir şey değildir.


Bu kitapta, size daha önce sunduğum ayrı ayrı kitapçıkların yanı sıra altmış sahâbenin hayatını sunuyorum. Kitabın sonunda zikrettiğim gibi, bu altmış sahâbe Resûlullah (s.a.v.) ile beraber yaşayan binlercesini anlatmada örnek şahsiyetlerdir ve bütün bir ashabı bunların şahsında anlatabiliriz. Kısacası, bütün sahâbenin imanını, sebatını, kahramanlığını, Allah ve Resûlü’ne olan dostluğunu bunların şahsında gösterebiliriz. Ortaya koydukları çabayı, taşıdıkları yükü, sundukları kurtuluşu, insanları putlardan ve putçuluktan hürriyete kavuşturmada üstlendikleri rolü, bunların şahsında dile getirebiliriz.

Okuyucu bu altmış sahâbe içinde Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali’yi (r.anhum) -Hulefâyi raşidin- göremeyecektir. Biz bunların her biri için ayrı bir kitap telif ettik. Öyleyse şimdi, o mübarek insanlarda beşeriyetin emsalsiz örnekleriyle karşı karşıya gelmek için yaklaşalım. Dünyanın bilebildiği doğruluk ve yüceliğin en üstün tevazu misallerini görelim.

Kadim âlemi ellerinde dürüp büken hak erlerini müşahede edelim. İşte bunlar, Rabbin birliğini ve halkın hürriyetini ilân eden şanlı süvarilerdir.