قُلۡde
kiأُوحِيَvahyolunduإِلَيَّbanaأَنَّهُgerçektenٱسۡتَمَعَ(Kur'an)
dinledikleriنَفَرٞbir
topluluğunمِّنَcin(ler)denٱلۡجِنِّ*فَقَالُوٓاْve
dedikleriإِنَّاşüphesiz
bizسَمِعۡنَاdinledikقُرۡءَانًاbir
Kur'anعَجَبٗاharikulade
güzel
ANLAMI
De ki: "Cinlerden bir topluluğun Kuran'ı dinlediği bana
vahyolundu; onlar şöyle demişlerdir;" "Doğrusu biz, doğru yola
götüren, hayrete düşüren bir Kuran dinledik de ona inandık; biz,
Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız."
ANLAMI
De ki: "Cinlerden bir topluluğun Kuran'ı dinlediği bana
vahyolundu; onlar şöyle demişlerdir;" "Doğrusu biz, doğru yola
götüren, hayrete düşüren bir Kuran dinledik de ona inandık; biz,
Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız."
Ayet 3Arapça
Ayet
وَأَنَّهُۥdoğrusu
OتَعَٰلَىٰyücedirجَدُّşanıرَبِّنَاRabbimizinمَاO
edinmemiştirٱتَّخَذَ*صَٰحِبَةٗeşوَلَاve
ne deوَلَدٗاçocuk
ANLAMI
"Doğrusu Rabbimizin yüceliği her yücelikten üstündür. O, zevce
ve çocuk edinmemiştir."
Ayet 4Arapça
Ayet
وَأَنَّهُۥgerçek
şu kiكَانَidiيَقُولُsöylüyorسَفِيهُنَاbizim
beyinsizعَلَىhakkındaٱللَّهِAllahشَطَطٗاsaçma
şeyler
ANLAMI
"Doğrusu aramızdaki beyinsiz, Allah'a karşı yalanlar
uyduruyordu."
ANLAMI
"Yeryüzünde kalsak da Allah'ı aciz bırakamayacağımız, başka yere
kaçsak da, O'nu aciz kılamayacağımız gerçeğini şüphesiz
anladık."
Ayet 13Arapça
Ayet
وَأَنَّاbizلَمَّاne
zaman kiسَمِعۡنَاişitinceٱلۡهُدَىٰٓyol
gösteren (Kur'an)ıءَامَنَّاinandıkبِهِۦۖonaفَمَنartık
kimيُؤۡمِنۢinanırsaبِرَبِّهِۦRabbineفَلَاkorkmazيَخَافُ*بَخۡسٗاeksik
verilmesindenوَلَاve
ne deرَهَقٗاkötülük
edilmesinden
ANLAMI
"Şüphesiz, doğruluk rehberi olan Kuran'ı dinlediğimizde ona
inandık; kim Rabbine inanırsa, o, ecrinin eksiltileceğinden ve
kendisine haksızlık edileceğinden korkmaz."
SAYFA 573
Ayet 14Arapça
Ayet
وَأَنَّاve
elbette bizمِنَّاbizden
vardırٱلۡمُسۡلِمُونَmüslümanlarوَمِنَّاve
bizden vardırٱلۡقَٰسِطُونَۖdoğru
yoldan sapanlarفَمَنۡartık
kimlerأَسۡلَمَmüslüman
olursaفَأُوْلَـٰٓئِكَişte
onlarتَحَرَّوۡاْaramışlardırرَشَدٗاdoğru
yolu
ANLAMI
"İçimizde, kendini Allah'a vermiş olanlar da, yazık edenler de
vardır. Kendini Allah'a veren kimseler, işte onlar, doğru yolu
arayanlar, ona layık olanlardır."
Ayet 15Arapça
Ayet
وَأَمَّاiseٱلۡقَٰسِطُونَhak
yoldan sapanlarفَكَانُواْolmuşlardırلِجَهَنَّمَcehennemeحَطَبٗاodun
ANLAMI
Ama doğru yola girmiş olsalardı, onları bu hususta denememiz
için onlara bol su içirirdik; kim Rabbini anmaktan yüz
çevirirse, Rabbi onu gittikçe artan bir azaba uğratır.
Ayet 17Arapça
Ayet
لِّنَفۡتِنَهُمۡonları
sınayalım diyeفِيهِۚonunlaوَمَنve
kimيُعۡرِضۡyüz
çevirirseعَنanmaktanذِكۡرِ*رَبِّهِۦRabbiniيَسۡلُكۡهُonu
sokarعَذَابٗاbir
azabaصَعَدٗاalt
eden
ANLAMI
Ama doğru yola girmiş olsalardı, onları bu hususta denememiz
için onlara bol su içirirdik; kim Rabbini anmaktan yüz
çevirirse, Rabbi onu gittikçe artan bir azaba uğratır.
وَأَنَّهُۥve
şüphesizلَمَّاne
zaman kiقَامَkalktığındaعَبۡدُkuluٱللَّهِAllah'ınيَدۡعُوهُO'na
yalvarıncaكَادُواْnerdeyseيَكُونُونَoluyorlardıعَلَيۡهِonun
üzerineلِبَدٗاkeçe
gibi birbirlerine geçecek
ANLAMI
Allah'ın kulu Muhammed, O'na yalvarmak, namaz kılmak için
kalkınca, nerdeyse, çevresinde keçeleşirler, birbirlerine
girerlerdi.
ANLAMI
"Benim yaptığım yalnız, Allah katından olanı, O'nun
gönderdiklerini tebliğdir. Allah'a ve Peygamberine kim karşı
gelirse ona, içinde sonsuz ve temelli kalınacak cehennem ateşi
vardır."
Ayet 24Arapça
Ayet
حَتَّىٰٓnihayetإِذَاzamanرَأَوۡاْgördükleriمَاşeyiيُوعَدُونَkendilerine
va'dedilenفَسَيَعۡلَمُونَbileceklerdirمَنۡkiminأَضۡعَفُdaha
zayıftırنَاصِرٗاyardım
edeniوَأَقَلُّve
daha azdırعَدَدٗاsayıca
ANLAMI
Sonunda, kendilerine söz verileni gördükleri zaman, kimin
yardımcısının daha güçsüz ve sayısının daha az olduğunu
bileceklerdir.
Ayet 25Arapça
Ayet
قُلۡde
kiإِنۡhayırأَدۡرِيٓbilmemأَقَرِيبٞyakın
mıdır?مَّاşeyتُوعَدُونَsize
söylenenأَمۡyoksaيَجۡعَلُkoyacak
(mıdır?)لَهُۥonun
içinرَبِّيٓRabbimأَمَدًاuzun
bir süre
ANLAMI
De ki: Size söz verilen yakın mıdır, yoksa Rabbim onu uzun
süreli mi kılmıştır ben bilmem."
ANLAMI
Ancak peygamberlerden, bildirmek istediği bunun dışındadır.
Rablerinin bildirilerini tebliğ etmelerini ortaya koymak için
her peygamberin önünden ve ardından gözcüler salar; onların
yaptıklarını ilmiyle kuşatır ve herşeyi bir bir sayar.
Ayet 28Arapça
Ayet
لِّيَعۡلَمَbilsin
diyeأَنelbetteقَدۡ*أَبۡلَغُواْduyurduklarınıرِسَٰلَٰتِrisaletiniرَبِّهِمۡRablerininوَأَحَاطَve
kuşatmıştırبِمَاherşeyiلَدَيۡهِمۡonlarda
bulunanوَأَحۡصَىٰve
saymıştırكُلَّherشَيۡءٍşeyiعَدَدَۢاbir
bir
ANLAMI
Ancak peygamberlerden, bildirmek istediği bunun dışındadır.
Rablerinin bildirilerini tebliğ etmelerini ortaya koymak için
her peygamberin önünden ve ardından gözcüler salar; onların
yaptıklarını ilmiyle kuşatır ve herşeyi bir bir sayar.