"Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım.
Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar
da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki doğru
yolu bulmuş olurlar." Bakara, 186
Şu ayrımın bilinmesi gerekir. Cevab vermek farklı, kabûl etmek farklıdır.
Âyet-i kerîmede, Allah tarafından her duaya cevab verileceği vadedilir:
Fakat kabûl edileceği vadedilmez. Kabûl edip etmemek Cenâb-ı Hakk'ın
hikmetine bağlıdır. Dilerse aynı zamanda kabûl eder. Dilerse daha
iyisini verir. Dilerse duâyı âhiret için kabûl eder, neticesi dünyada
görülmez. Kulun menfaatine uygun olmayan duayı dilerse hiç kabûl etmez.
"Bana dua ediniz ki size icabet edeyim." Ğâfir, 60
Müslüman daima Allah'a muhtaç olduğunun bilincinde olmalı ve yalnız O'na
güvenip dayanmalıdır. O'nun duaları işittiğini, başına gelen bela ve
musibetleri bildiğini, sıkıntı ve zorluklardan haberdar olduğunu
unutmamamlı ve ümitsizliğe kapılmamalıdır. Dua yaptığı ve talepte
bulunduğu istekler, kendisini Allah'a yaklaştıracak istekler olmalıdır.
"De ki: Duanız olmasa Rabbim size ne kıymet verir?" Furkan, 77
|