Padişahın biri, cuma günü camiye gidiyordu. Muhafızları yol
kenarındaki halka bir taraftan, ''Çekilin'' diye haykırıyor,
diğer taraftan da ellerindeki sopalarla vurarak yol açmaya
çalışıyorlardı. Sopayı yiyenin ya başı yarılıyor ya da gömleği
yırtılıyordu.
Bu sırada tesadüfen orada bulunan zavallı bir fakir de
muhafızlardan birçok sopa yedi. Kan revan içinde kaldı. Can
acısıyla padişahın arkasından şöyle bağırdı.
''Ey Allah'tan korkmaz! Şu yaptığın zulme bak. Halkın gözü
önünde böyle yaparsan, Allah senin gizli zulümlerinden herkesi
korusun. Güya camiye gidiyor, hayır işlediğini sanıyorsun.
Senin hayrın buysa, şerrin ve kötülüğün kim bilir nasıldır?''
***
Zalimlerin hayırları böyledir; artık şerlerini, var sen kıyas
et.