Zâhidin Tevekkülü
Zâhidin biri, Peygamber Efendimiz'in, ''Sen rızkını aradığın
gibi, rızkın da seni arar'' hadis-i şerifini duydu. Mânasını
anlamaya karar verdi.
Rızkının kendisini bulması için şehirden ve halkın geçeceği
yerlerden uzaklaştı. Sahrada kimsenin uğramayacağı bir dağın
eteğinde yattı ve uyudu. Kendi kendine, ''Bakalım rızkım nasıl
gelecek?'' dedi.
Bir müddet sonra, yolunu şaşırmış bir kervan o dağa geldi.
Zâhidi yatarken gördüler. Kervandakiler,
''Bu adam acaba neden böyle kimsenin uğramayacağı bir yerde
yatıyor? Kurttan, eşkiyadan korkmuyor mu? Ölü mü, diri mi? Bir
bakalım'' dediler.
Zâhidin yanına gelip, orasını burasını yokladılar. Zâhid oralı
olmadı. Gözünü bile açmadı. Denemesine devam etti.
Kervandakiler, zâhidin açlıktan bir parça ekmekle yemek
getirdiler. Zâhid denemesini kuvvetlendirmek için dişlerini
iyice sıktı. Rızkı nasıl onun olacaktı?
Kervandakiler, zâhidin açlıktan dişlerinin kenetlenmiş
olduğunu düşünerek bıçakla ağzını açıp yemek döktüler ve ekmek
tıkıştırdılar.