SEVGİLİYİ İNCİTİRSİN
Mecnûn, ayrılık derdinden aniden rahatsızlandı. Boğazı
tıkandı. Tedavi için doktor çağırdılar. Mecnûn'u muayene eden
doktor, ''Pis kanı almak için hacamat olması gerekir'' dedi.
Hemen bir hacamatçı çağırdılar. Hacamatçı kanını almak için,
Mecnûn'un kolunu bağladı. Neşterle tam kesecekken Mecnûn bir
nâra atarak,
''Paranı al git. Kan almayı bırak. Ölürsem bu dertten öleyim''
dedi. Hacamatçı,
''Kükremiş aslandan bile korkmazken, bundan niye korktun?
Geceleri bütün vahşi hayvanların etrafında toplandığını
biliyorum'' dedi. Mecnûn,
''Ben senin açacağın yaradan korkmam. Sabrım, tahammülüm
dağlardan fazladır. Fakat bütün bedenim Leylâ ile dolu olduğu
için, ona bir zarar gelmesinden korkarım. Gönlü uyanık olan
kişiler bilir ki, Leylâ ile benim aramda fark yoktur'' diyerek
kanını aldırmadı.
***
Varlığımda bir addan başka bir şey kalmadı. Ey güzelim,
vücudumda senden başka varlık yok. Bu sebeple sirke ve bal
denizde nasıl yok olursa, ben de sende öyle yok oldum.