dindersioyun.com
Dini Terimler Sözlüğü

A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z

Y



yağmur duası

bk. istiska.



yağmur namazı

bk. istiska namazı.



Yahya Peygamber

İsrailoğulları’na gönderilen ve Kur’an-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerden biri.

Hz. Yahya, Hz. Zekeriya’nın oğludur. Babası ve annesi, çocukları olmayacak kadar yaşlı olmalarına rağmen, Allah bir bağış olarak Hz. Zekeriya’ya, Hz. Yahya’yı vermiştir. Bu durum Kur’an-ı Kerim’de dile getirilmiştir.

Kur’an-ı Kerim, Yahya Peygamberin, Musa Peygamberin dinini devam ettirdiğini, İsrailoğulları’na öğüt verdiğini ve onları Hak dine çağırdığını haber vermiştir. Daha sonra Hz. İsa, peygamber gönderilip yeni bir dini tebliğ etmeye başlayınca Hz. Yahya onun salihlerden bir peygamber olduğunu tasdik etmiş, Hz. İsa’nın getirdiği dini kabul etmiş ve bu dinin prensiplerini yaymaya başlamıştır. Yahudiler, kendi çıkarlarına ters düşen çalışmalar yapması nedeniyle Yahya Peygamberi şehit etmişlerdir.



Yahudilik

Allah’ın, Hz. Musa aracılığı ile İsrailoğulları’na göndermiş olduğu dinin, insanlar eliyle değiştirilmesiyle ortaya çıkan dinî ve millî inanç.

Yahudiliğin diğer adı Museviliktir. İbrani ve İsrailî de denilen kişiler Yahudi inancına bağlıdır. Bunlara İsrailoğulları da denir. Yakup Peygamberin on iki oğlundan dördüncüsü olan ‘Yuda veya Yehuda’nın soyundan gelenler’ anlamına Yahudi denildiği ileri sürenler de vardır.

Yahudiler, peygamberliğin Hz. Musa ile sona erdiğini iddia ederler ve ondan sonra gelen peygamberleri kabul etmezler. Allah’ı insana benzetmeleri, kaderci olmaları ve ahiret inançlarının zayıf olması sebebiyle eleştirilmişlerdir. Kutsal kitapları Tevrat’tır. Kur’an-ı Kerim’e göre, Tevrat’ı din adamları değiştirmişlerdir. Babil sürgününden sonra millî bir din hâline getirilmiştir. Yahudiliğe Talmudizm adı da verilmiştir. Herkes Yahudi olamaz. Yahudi olabilmek için öncelikle İsrailoğlulları soyundan gelmek gerekir.

Ortadoğu’da yaşayan Yahudiler uzun süre Bizans’a bağlı olarak yaşamışlardır. Dünyanın çeşitli yerlerine ne zaman yayıldıkları kesin olarak bilinmemekle beraber Amerika’nın keşfinden sonra (1492) bu ülkeye de göç etmişlerdir. Aynı yıl İspanya’dan topluca sürgün edilen Yahudilere Osmanlı Devleti kucak açmıştır. Günümüzde Yahudiler İsrail, Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinde yaşamaktadırlar. Diğer dinlerin bağlılarına göre sayıları oldukça azdır.

Hristiyanlık öncesi ve sonrası oluşan Yahudi mezhepleri şunlardır: Ferisiler, Sadukiler, Esseniler, İseviler, Yudganiler, Sazkaniler, Karailer. Günümüzde ise Yahudiler; Muhafazakâr, Ortodoks ve Reformist olmak üzere üç grupta yer almaktadırlar.

Yahudiler, Allah’ın birliğine inanırlar. Fakat onu sadece Yahudi milletinin ilahı olarak kabul ederler. Yahudiler, kendilerini kurtaracak olan Mesih inancına sahiptirler. İbadetlerini sinagoglarda yaparlar. Dini sembolleri yedi kollu şamdandır. İbadet dilleri İbranice’dir. İbadet esnasında takke giyerler ve Kudüs’e dönerler. Kadınlar ibadete katılamazlar. Sadece başları örtülü olarak ibadeti özel bir yerden seyrederler. Haftalık ibadetlerini kutsal saydıkları cumartesi günleri yaparlar.



yakîn

1. Kesin ve güvenilir olan, aksine ihtimal olmayan, şüphenin zıddı.

“Kim, Allah’tan başka ilah olmadığına kalbi ile yakîn olarak ve ihlaslı bir şekilde iman ederse, cennete girer…”

Hadis-i Şerif

2. İlgili olduğu olaya uygun düşme koşuluyla sabit ve kesin inanç; iman.

“Ey Allah’ım! Bana kendisinden sonra küfür olmayan bir iman ve yakîn ver.”

Hadis-i Şerif

3. Ölüm; hayatın sonu.

“Sana yakîn gelene kadar Rabbine ibadet et.”

Kur’an-ı Kerim 15/99



Yakup Peygamber

Kur’an-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerden biri.

Hz. İbrahim’in oğullarından İshak Peygamberin oğludur. Lakabı, İsrail’dir. İsrailoğulları onun soyundan türemiştir. Doğumu ve peygamberliği önceden müjdelenmiştir. On iki erkek çocuğu olmuştur. Hz. Yusuf da bunlardan biri ve Hz. Yakup’a en sevimli olanıdır. Hz. Yakup, uzun bir ömür yaşamış ve isteği üzerine Filistin’in el-Halil şehrinde babasının yanına gömülmüştür.

Yakup Peygamber İslam’ı tebliğ eden büyük peygamberlerden biridir. İnsanları Allah’a inanmaya, ona ibadet etmeye çağırmıştır. Çocuklarına vermiş olduğu öğüt oldukça önemlidir. Kur’an-ı Kerim’de geçen bu öğüt şöyledir: “…Yakup, oğullarına: ‘Benden sonra kime kulluk edeceksiniz?’ demişti. Onlar: ‘Senin Tanrın ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın Tanrısı olan tek Tanrıya kulluk edeceğiz; biz ona teslim olanlarız.’ dediler.” (Kur’an-ı Kerim 2/133)



yalan

1. Aldatmak amacıyla bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen söz.

“İnsanları güldürmek için yalan söyleyen kişiye yazıklar olsun.”

Hadis-i Şerif

2. Kişinin gerçeği saklayıp bildiğinin aksini söylemesi.

Yalan söylemek büyük günahlardandır. Bütün kötülüklerin temelidir. Yalan söylemek, toplumda güveni yok eder. Hz. Peygamber, yalanı, münafığın başlıca niteliklerinden biri saymıştır.

Âlimler üç durumda yalan söylenebileceğini belirtmişlerdir: Savaşta, dargın insanların arasını düzeltmek için, yıkılmak üzere olan bir aile yuvasını kurtarmak amacıyla.

“Kişi yalan söyleyince kalbinde siyah bir leke oluşur. Yalan söylemeye devam ederse kalbi tamamen kararır. Sonunda Allah katında yalancılardan yazılır.”

Hadis-i Şerif



yalavaç

bk. nebi.



Yasin Suresi

Kur’an-ı Kerim’in otuz altıncı suresidir. Mekke’de inmiştir. Seksen üç ayettir. Adını ilk ayette geçen “Ya-Sin” harflerinden almıştır. Ölmek üzere olan hastalara okunması tavsiye edilen sureyi, Hz. Peygamber ‘Kur’an-ı Kerim’in kalbi’ olarak nitelemiştir.

Sureye, Hz. Muhammed’in hak bir peygamber, Kur’an-ı Kerim’in de ilahî bir kitap oluşunun önemine vurgu yapılarak başlanır. Kur’an-ı Kerim’in ve Hz. Muhammed’in gönderiliş amacından bahsedilir. Hz. Muhammed’in peygamberliğini inkâr eden ve ona karşı koyan Kureyş müşrikleri uyarılır. Bu çerçevede, müşriklerin her yaptığının amel defterlerine yazıldığı haber verilir.

Surede, geçmiş toplumlarda inançları uğruna mücadele edip şehit olanlar ve cennette onlara verilecek nimetler tanıtılır. Allah’ın dini uğrunda canlarından vazgeçen bu insanlara ölüm anında yapılan ikramlar dile getirilir. Tabiattaki olaylar; bitkilerin yeşermesi, sonbahar ve kışla beraber canlılıklarını kaybetmeleri, güneşin ve ayın hareketlerindeki düzen ile Allah’ın yaratmasındaki süreklilik arasında ilgi kurulur. Nuh Peygamberin, kavmini Allah’ın bir lütfu olarak kurtarmasına rağmen, daha sonra onun soyundan gelenlerin hakikatten yüz çevirmelerine yer verilir. İnsanların inkârcılık, cimrilik ve sapkınlaşmaları kınanır. Kıyametle beraber insanların yeniden dirilişleri, hesap vermek için mezarlarından kalkışları anlatıldıktan sonra cennet tasvirleri yapılır. İnsan, cennete özendirilir. İnsanın cennete girmesine engel olan en büyük düşmanın şeytan olduğu ve ona karşı uyanık durması öğütlenir. Ahiret gününde dünyada yapılan hiçbir şeyin Allah’tan gizlenemeyeceği haber verilir. İnsan, yaptığı kötülükleri gizleyecek olsa bile suç işleyen organlarının kişinin aleyhine tanıklık yapacağı açıklanır. Kur’an-ı Kerim’in vahiy olduğu; şiirle hiçbir ilgisinin bulunmadığı vurgulandıktan sonra Allah’ın gerçek bir ilah olarak insanlara yaptığı iyilikler sayılır.

Bu kadar iyilik yapılan insanın, Allah’a karşı gelmesi ve hakikate düşman olması kınanır. Yaş ağaçtan nasıl ateş çıkarılıyor, spermden insan yaratılıyorsa, çürüyüp toprak olacak olan bedenlerin de Allah tarafından yeniden diriltileceği vurgulanır.

Allah’ın her şeye gücünün yettiğini ve egemenliğinin sonsuz olduğunu bildiren ayetlerle sure son bulur.





yatsı namazı

Akşam namazının vakti çıktıktan sonra kılınan ve beş vakit namazın sonuncusu olan farz namaz.

Yatsı namazı on rekâtlık bir namazdır. Kılınış vakti, akşam namazı vaktinin çıkmasından sabah namazı vaktinin girmesine kadar devam eder. Yatsı namazı, dört rekât ilk sünnet, dört rekât farz ve iki rekât da son sünnet şeklinde kılınır. Üç rekâtlık vitir namazı yatsı namazından sonra kılınır.

“Münafıklara en ağır gelen namaz sabah ve yatsı namazıdır. Şayet, münafıklar bu iki namazın sevabını bilselerdi emekleyerek de olsa (cemaate) gelirlerdi.”

Hadis-i Şerif



Yecüc – Mecüc

İslam inancına göre kıyametin büyük alametlerinden biri olarak yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak olan ve kimler olduğunu, ne zaman ve nereden çıkacağını sadece Allah’ın bildiği bir topluluk.

“Nihayet, Yecüc ve Mecüc’ün önü açıldığı ve onlar her tepeden akın etmeye başladıkları zaman kıyamet yaklaşmış olur…”

Kur’an-ı Kerim 21/96-97



yedibeyza

1. Parlayan el, beyaz ve nurlu el.

2. Hz. Musa’ya verilen mucizelerden biri; etrafını aydınlatacak şekilde elinin parlaması.

Hz. Musa’ya, peygamberliğini inkârcılara ispat etmesi için mucizeler verilmiştir. Bunlardan biri de yedibeyza mucizesidir.

“Musa, elini (göğsünden) çıkardı. Birden eli bakanlar için yedibeyza oldu.”

Kur’an-ı Kerim 26/33



yeis

Ümitsizlik, umudun kalmaması, istek ve arzunun tükenmesi.

Mümin, hayatının hiçbir anında yeise düşmemelidir. İnsan, Allah’ın rahmetinden ümitvar olmalı ve günahlarından sık sık tövbe etmelidir. İşlediği günahlardan tövbe etmeyi son nefesine kadar ertelememelidir. İslam inancına göre insanın son nefesinde; yeis hâlinde yaptığı iman geçerli değildir.

“Allah’ın rahmetinden yeise düşmeyiniz. Allah’ın rahmetinden ancak kâfirler yeise düşer.”

Kur’an-ı Kerim 12/87



yemek duası

Allah’ın verdiği yiyecek ve içecekler başta olmak üzere tüm nimetlere karşı şükretmenin bir göstergesi olarak yemek yendikten sonra yapılan dua.

Yemek duası yapmak, Hz. Peygamber’in sünnetlerinden biridir. Hz. Peygamber’in yemekten sonra yaptığı dualardan biri şöyledir: ‘Elhamdülillahillezi etamena ve sekana ve cealena müslimin. Allahümme barik lena fîh, ve etımnâ hayran minhü verzukna ve ente hayru’r-razikîn. Allahümme inna neselüke tamamen’n-nimeti ve devame’l-afiyeti.”

Bu duanın anlamı şöyledir: “Bize yediren, içiren ve Müslüman olmayı nasip eden Allah’a hamdolsun.

Allah’ım! Bize, bu yediğimiz yemek sebebiyle bereket ver, hakkımızda bu yemeği mübarek kıl. Bize bu yemekten daha hayırlı olanını ver. Bize rızık ver. Sen rızık verenlerin en hayırlısısın.

Allah’ım! Biz, senden nimetin tamamını ve afiyetin devamını istiyoruz.”

Bu yemek duasının dışında çeşitli biçimlerde yapılan yemek duaları da vardır.



yemin

1. Ant, ahit, kasem.

2. Bir işi yapmayı veya yapmamayı Allah’ın zatı, isimlerinden ve sıfatlarından birisi ile güçlendirerek Allah adına söz verme.

Yemin genellikle, ‘vallahi’, ‘billahi’, ‘tallahi’ kelimeleriyle yapılır. Türk toplumunda, “Yemin ederim, üzerime yemin olsun, kasem ederim.” gibi sözler de birer yemin sayılır. Allah’tan başkasının üzerine ve Allah’tan başkasının adıyla yemin edilmez. Yalan yere bilerek yapılan yemin, büyük günahtır. Gelişi güzel yemin İslam dinince hoş karşılanmaz.

Dinen yapılması haram olan bir şey için yemin edilmez. Kişi gelecekte bir işi yapmaya yemin eder; fakat gerçekleştirmezse ceza olarak ya on fakiri sabahlı akşamlı doyurur veya giydirir ya da bir köleyi hürriyete kavuşturur. Bunlara gücü yetmezse üç gün peş peşe oruç tutar. Ayrıca yeminden dolayı tövbe ve istiğfar etmek ve bu yüzden bir kimsenin bir hakkı geçmiş ise onu yerine getirip helallik almak gerekir.

“Sizden biriniz yemin ettiğinde ya Allah adına yapsın veya sussun.”

Hadis-i Şerif



yeminigamus

Geçmişte bir işi yaptığına veya yapmadığına dair kişinin yalan yere yaptığı yemin.

Yeminigamus büyük günahlardandır. Kefareti yoktur. Ancak, Allah’a tövbe ve istiğfar edilir. Başkasının hakkı geçtiyse helallik dilenir ve o hak, sahibine geri verilir.

“Allah’a şirk koşmak, anaya-babaya asi olmak ve yeminigamus en büyük günahlardandır.”

Hadis-i Şerif



yeminilağıv

Dil alışkanlığı, yanlışlıkla ya da bir şeyin doğru olduğunu sanarak yapılan yemin.

Yeminilağıvdan dolayı kefaret gerekmez.

“Allah, sizi yaptığınız yeminilağıvdan dolayı sorumlu tutmaz…”

Kur’an-ı Kerim 2/225

yeminimünakide

Yapılması mümkün olan ve geleceğe ait bir şey hakkında yapılan yemin.

Yapılan yeminimünakideye uymak ve gereğini yapmak zorunludur. Bu yemini yapan kimse, yemininin gereğini yerine getirmezse kefaret verir.

“Allah, sizi yeminilağıvdan dolayı sorumlu tutmaz. Ancak yeminimünakidelerden dolayı kefaret vermeniz gerekir. Kefaret ise, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on yoksulu yedirmek ya da onları giydirmek (buna gücü yetmezse) yahut bir köle azat etmek, (buna da gücü yetmezse) üç gün oruç tutmaktır…”

Kur’an-ı Kerim 5/89



yerhamükallah

Aksıran kişi “Elhamdülillah: Allah’a şükürler olsun.” dediğinde yanında bulunan kişilerin “Allah’ın esenliği, merhameti senin üzerine olsun.” anlamında söyledikleri dua cümlesi.

“Sizden birisi aksırdığı zaman “Elhamdulillah” desin, arkadaşı da ona “Yerhamükallah” desin. Bunun üzerine aksıran “Yehdina ve yehdikümüllah ve yuslih baleküm (Allah, size de bize de en doğruyu göstersin ve hepimizin maddi manevi durumunu düzeltsin.)” desin.

Hadis-i Şerif



Yesrib

bk. Medine.



yetim

Büluğ çağına ulaşmadan önce babası ölen çocuk.

Yetim malı yemek en büyük günahlardan biridir. İslam dini, yetimleri korumayı ve onların ihtiyaçlarını karşılamayı emretmiştir. Bu nedenle, her insanın çevresinde bulunan yetim ve öksüzleri görüp gözetmesi ve kendi malına sahip olup işletebilecek seviyeye gelinceye kadar onları koruması dini ve insani bir görevdir.

“Kim bir yetimin başını okşarsa, Yüce Allah o kişiye başını okşadığı yetimin saçları sayısınca sevap verir. Yanında bulunan yetimlere iyi davranan kişiler cennette benimle beraber olacaklardır.”

Hadis-i Şerif



yevmişek

1. Ramazan ayının başlayıp başlamadığı belli olmayan gün.

2. Şaban ayının yirmi dokuzundan sonraki gün.

Bu günün şaban ayının son günü mü ramazan ayının ilk günü mü olduğu kesin değildir. Kesin belli olmayan bu güne “şüpheli gün” anlamında ‘yevmişek’ denilmiştir. Havanın bulutlu olması nedeniyle hilal görülemediği için hilalin hangi aya ait olduğunda şüphe (şek) olduğundan dolayı da bu ad verilmiştir. Şaban ayı, otuz gün sürerse bu gün şabanın otuzuncu günü, yirmi dokuz çekerse ramazan ayının ilk günü olur. Hilalin gözükmesi durumunda şüphe (şek) ortadan kalkar.



Yezidilik

Adiy b. Müsafir b. İsmail (ö. 1160 veya 1162) tarafından kurulan bir mezhep, inanç akımı.

Yezidiliğin kutsal kitapları Kitabulcelve ve Mushafıreş’tir. Putperestliğe ait birçok düşünceleri içinde barındırır. Yezidilere göre şehadet; Adiy b. Müsafir’in Allah’ın meleği ve Yezidilerin mürşidi; Yezid b. Muaviye’nin de melek, yerin nuru ve insanlığın sevinci; şeytanın ise Allah’ın meleği ve elçisi olduğuna inanmaktan ibarettir.

Yezidilere göre ibadet namaz, oruç, hac ve zekâttan ibarettir. Onlara göre namaz, güneşin doğuşu ve batışı anında güneşe yönelerek dua etmektir. Oruç ise aralık ve temmuz’da yirmişer gün, Adiy b. Müsafir’in mezarını ziyaret ederken de kırk gün olmak üzere toplam seksen gündür. Bu orucu sadece din adamları tutar. Genel oruç ise aralık ayının başında tutulan sadece üç günlük oruçtur. Hac ise, Adiy b. Müsafir’in türbesini ziyarettir. Zekât, Yezidilerin alt tabakasına ait bir görevdir. Gelirin yüzde onunu Yezidi şeyhlerine, yüzde beşini pirlere, yüzde iki buçuğunu fakirlere vermekten ibarettir. Yezidiler sekiz sınıftır. Bunlar yukarıdan aşağıya doğru: mir, baba şeyh, fakir, kavval, şeyhler, pir, kuçek ve mürit’lerden oluşur. Bir tür kast sistemi sayılan bu sınıflardan bir diğerine geçmek neredeyse imkansızdır. Türkiye’deki toplam sayıları birkaç bin civarındadır.



yobaz

1. Kaba saba, nazik olmayan, eğitimsiz, haşin, saldırgan, düşüncesinde ve inancında aşırı olan.

2. Herhangi bir fikre veya inanışa körü körüne bağlılığını aşırılığa vardıran ve hiçbir karşı düşünceye varlık alanı tanımayan; hoşgörüsüz.

Din adına yol kesen dünkü yobazın oğlu!

Yine sen kesiyorsun küfür uğrunda yolu!

Necip Fazıl KISAKÜREK



Yortu

Hristiyanların dinî bayramı.

Hz. İsa’nın yaşamını, ölümünü ve dirilişini anmak, ondan kaynaklanan ve Hristiyan azizlerin yaşamında anlatımını bulan erdemleri kutlamak üzere kilisenin belirlediği günlerdir.

Katolik ve Ortodoks kilisesinin yortu takvimi büyük ölçüde çakışır. Lutherciler dışındaki Protestan kiliselerinde bağlayıcı yortu günlerinin sayısı çok azdır.

Yılın belirli gün ve dönemlerinin ibadet amacıyla kutsanmasını belirten yortu takviminin temelini, Hz. İsa’nın çarmıha gerildikten sonra dirildiğine inanılan Pazar gününün her hafta Komünyon (ekmek-şarap) ayiniyle Tanrı’nın günü olarak kutlanması oluşturur.

Yıllık çevrimi düzenleyen başlıca 6 Hristiyan Yortusu:

1. Noel (Christmas): Hz. İsa’nın doğuşunun hatırasına yapılan bayramdır. 25 Aralık’ta kutlanır.

2. Epifani: Noel ile ilgili ve onun devamı olarak kutlanan diğer bir Hristiyan bayramıdır. Soylulara ve çobanlara çocuk İsa’nın göründüğüne inanılır. 6 Ocak’ta kutlanır.

3. Kutsal Cuma: Hz. İsa’nın çarmıha gerildiğini kabul ettikleri gündür. Bu yortuda Komünyon ayini yapılmaz.

4. Paskalya: Hristiyan inancına göre Hz. İsa’nın Pazar günü dirilişinin hatırasına yapılan yortudur.

5. Hz. İsa’nın Göğe Çıkışı (Ascension): Paskalya’dan 40 gün sonradır.

6.Pantekost: Paskalya’dan 50 gün sonradır.



Yunus Peygamber

Kur’an-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerden biri.

Soyu, Hz. Yakup’un oğlu Bünyamin vasıtasıyla Yakup Peygambere ondan da İbrahim Peygambere dayanır. Eski adı Ninova olan Musul halkına peygamber olarak gönderilmiştir. Onları putlara tapmaktan alıkoymaya çalışmıştır. Rivayetlere göre kavmini otuz üç yıl İslam’a çağırmış, ancak iki kişi iman etmiştir. İnsanlar çağrısına uymayınca izinsiz olarak hicret edip denize açılmıştır. Denizde beliren bir tehlike üzerine suya atılmış ve kendisini büyük bir balık yutmuştur. İzinsiz olarak hicret ettiği için Allah’a tövbe etmiştir. Allah da tövbesini kabul etmiş, bunun üzerine balık onu sahile bırakmıştır. O da tekrar Ninova’ya gelip kavmini İslam’a çağırmaya devam etmiştir. Halk bu kez, onun öğütlerini dinleyip kabul ederek Allah’tan gelecek olan azaptan kurtulmuştur.



Yunus Suresi

Kur’an-ı Kerim’in onuncu suresidir. Mekke’de inmiştir. Yüz dokuz ayettir. Doksan sekizinci ayette Yunus Peygamberden bahsettiği için bu adı almıştır.

Sureye, peygamberliğin ve Hz. Peygamber’e gelen vahyin önemi açıklanarak başlanır. Yerde, göklerde ve denizlerde Allah’ın yaratmadaki sonsuz kuvveti anlatılır. Ahiret tasvirleri yapılır. Bu çerçevede cennetin güzellikleri ve cehennemin korkunçluğu dile getirilir. İnsanın psikolojik durumu ile ilgili değerlendirmeler yapılır.

Surede, Kur’an-ı Kerim’i Hz. Peygamber’in uydurduğunu söyleyenlere cevaplar verilir. Bu çerçevede hidayeti kabul etmeyenlere gerçeklerin zorla kabul ettirilemeyeceği vurgulanır.

Surede, müşriklerin Hz. Peygamber’den mucize göstermesini istemelerine yer verilir. Allah istemeden mucize göstermenin imkânsızlığına değinilir. Dünyanın geçiciliği, ahiretteki cezanın ve ödülün bireyselliği ve devamlılığı anlatılır. Allah’a ortak koşmanın, Allah’a yapılan en büyük iftira olduğu açıklanan surede, Hz. Peygamber’in Mekkeli müşriklere karşı ilkeli hareket etmesi öğütlenir. Hz. Peygamber’e, müşrikleri kıyametle tehdit etmesi emredilir. Kur’an-ı Kerim’in mucize bir kitap oluşu haber verilip müşriklere benzerini getirmeleri için meydan okunur. Yahudi, Hristiyan ve müşriklere göndermelerde bulunulup Allah’ın çocuk edinmesinin söz konusu olmadığı belirtilir.

Surede, Nuh ve Musa Peygamber kıssalarına değinilir. Yüce Allah, bu iki peygamberi ve inananları, inkârcıların işkencesinden nasıl kurtardıysa, Kureyşli müşriklerin elinden Hz. Muhammed’i de öyle kurtaracağına işaret edilir. Son nefeste yapılan imanın geçersiz olduğu haber verilir. Firavun’un imanı da son nefesinde olduğu için Allah katında makbul olmadığı bildirilir.

Surede, vahyin gelmesiyle beraber hakikatin ve sapkınlığın birbirinden ayrıldığına dikkat çekilir. Ahirette herkesin yaptığının karşılığını alacağı belirtilir. Yüce Allah’ın, Hz. Peygamber’e, inkârcılarla kendisi arasında son kararı verinceye kadar sabretmesini emrettiği ayetle sure son bulur.



Yusuf Peygamber

Kur’an-ı Kerim’de adı geçen peygamberlerden biri.

Hz. Yusuf, Yakup Peygamberin oğludur. Babasının, ileri derecede sevgisini kazandığından diğer kardeşleri kendisini kıskanmıştır. Kardeşleri, bir yolunu bulup bir bahane ile onu kıra götürüp bir kuyuya atmışlardır. Sonra da Mısır’a giden bir kervan onu alıp Mısır hükümdarının vezirine satmıştır. Böylece genç yaşta Firavun’un sarayına girmiştir. Firavun’un hanımı tarafından kendisine yapılan çirkin teklifi reddeden ve bunun üzerine iftiraya uğrayan Hz. Yusuf, bir süre zindanda kaldıktan sonra kurtulmuştur. Daha sonra peygamberlikle görevlendirilmiştir. Hz. Yusuf’a rüyaları yorumlama ve iktisat ilmi verilmiştir. Mısır Devleti, mali yönden kriz yaşadığı için Hz. Yusuf devletin durumunu düzeltmek amacıyla hazinenin başına getirilmiştir. Sonra da devlet başkanı olmuştur. İnsanları İslam’a çağırmıştır. İnsanlar bu çağrıya olumlu cevap vermiş ve onun döneminde güzel bir hayat sürmüşlerdir.

Yusuf Peygamberin mezarının Kudüs yakınlarındaki Halilürrahman kasabasında olduğu söylenir.



Yusuf Suresi

Kur’an-ı Kerim’in on ikinci suresidir. Mekke’de inmiştir. Yüz on bir ayettir. Ağırlıklı konu, Hz. Yusuf ve onun başından geçen olaylar olduğu için Yusuf Suresi adını almıştır.

Surede, Kur’an-ı Kerim’in apaçık, anlaşılır ve Arapça bir kitap olduğu belirtilir ve ardından Kur’an-ı Kerim’in deyimiyle “en güzel kıssa” anlatılmaya başlanır. Kıssaya göre, Hz. Yusuf gördüğü bir rüyayı babası Hz. Yakup’a anlatmış, babası da bu rüyasını diğer kardeşlerine haber vermemesini öğütlemiştir. Çünkü rüyanın yorumuna göre Hz. Yakup, Yusuf’un büyük bir peygamber olacağı sonucunu çıkarmıştır. Bundan dolayı Hz. Yusuf’a farklı davranmış, kardeşleri de bu durumu kıskanıp onu bir kuyuya atmış ve ‘Onu kurt yedi.’ diye babalarına yalan söylemişlerdir. Kuyunun yakınından geçmekte olan bir kervan Yusuf’u kuyudan çıkarmış ve vezire köle olarak satmıştır. Hz. Yusuf, saraya yerleşmiştir. Kralın genç ve güzel karısının çirkin teklifini reddedince hapse atılmıştır. Hapiste boş durmayıp insanları Allah’ın dini olan İslam’a çağırmıştır. Zindanda, Allah tarafından Yusuf Peygambere rüyaları yorumlama ve iktisat ilmi öğretilmiştir. Kralın gördüğü ilginç bir rüyanın yorumunu güzel yapıp sunduğu çözümden dolayı maliyenin başına getirilmiştir. Bu arada, Kenan (Filistin) diyarında çıkan kıtlıktan dolayı yardım isteğinde bulunan kardeşlerine yardım etmiştir. Sonunda, annesini, kardeşlerini ve kendisinin ayrılığından dolayı gözlerini kaybeden babasını Mısır’a getirtmiştir.

Kur’an-ı Kerim, Yusuf Kıssası’nın gayba ait olduğunu, okuma yazma bilmeyen ümmi birinin anlatamayacağını belirterek Hz. Muhammed’in peygamberliğine bir delil olarak sunmuştur. Bu kıssada Kureyşli müşriklere şu mesaj verilir: “Nasıl ki Yusuf kıskanç kardeşleri tarafından kovulmuş, sonra peygamberlik ve devlet yönetimi verilerek başarılı olmuşsa; Hz. Muhammed de Kureyşli akrabaları tarafından kovulsa bile hicretle beraber zafere ulaşacaktır.”

Surede kıssanın anlatımı bittikten sonra Yüce Allah, kendisine şirk koşmanın yasaklığına değinir. Kıyametin kopmasının ve ahiret gününün gerçek olduğu haber verilir. İnsanlar, Allah’ı tespih ederek onu anmaya ve her türlü eksik nitelendirmelerden uzak tutmaya çağrılır. İlahî yardımın tüm peygamberlere geldiği gibi Hz. Muhammed’e de geleceği haber verilir. Kur’an-ı Kerim’in Allah’ın vahyi olup mutlak doğruyu haber veren bir kitap oluşunu açıklayan ayetle sure son bulur.



Yuşa

Kur’an-ı Kerim’de adı geçmemesine rağmen, bazı dinî kaynaklarda peygamber olduğu söylenen kişi.

Hz. Yuşa, Hz. Yusuf’un oğlu ‘Efrayim’in torunlarındandır. Anlatılanlara göre, Hz. Musa ölürken Hz. Yuşa’yı kendi yerine vekil bırakmıştır. Hz. Yuşa, Hz. Musa’nın ölümünden üç gün sonra İsrailoğulları’nı alıp çölden çıkarmış, Şeria nehri kenarına götürmüş ve Eriha şehrini fethetmiştir. İsrailoğulları böylece dedelerinin vatanı olan Kenan bölgesine girmişlerdir. Yuşa Peygamber daha sonra Şam diyarını ele geçirmiş ve İsrailoğulları’nın yönetimini ele almıştır.